Alya için kurallar basitti.
Düşünme, yap!
Unutma, hatırlat!
Acıma, öldür!
Acımasız bir dünyanın kollarına atılan bir kız çocuğun güvendiği tek kişi kardeşiydi.
Kardeşi için yapar, kardeşi için ölür ve yine kardeşi için yaşardı.
Yeni bir kurbanın infazı için gittiği bir gecede kendi için hazırlanan tuzağı nereden bilebilirdi.
Yaşamak istedi...yaşadı.
Özgür olmak istedi...tutsak oldu.
Hemde hayatı boyunca iki defa gördüğü bir adam tarafından.
Onu kelebek diye seslenen adam.
Planlar değişti, oyunlar bozuldu.
Alya kendini hiç ummadığı bir oyunun içinde buldu.
Hazır mısınız?
O zaman sizi şöyle alalım.
Dikkat edin bu oyunda hiçbir şey göründüğü gibi değil.
****
"Ne gülüyorsun? Komik mi? Kişilik boz..." Ben cümlemi tamamlayamadan gözümdeki bandı çıkardı ve çenemi parmaklarının arasına aldı. Kafamı kendine doğru çevirdiğide kısılı gözlerim açıldı ve yüz hatlarını ezberlemeye başladı. Badem gözlerindeki iris büyümüştü. Gözlerinde ayna olsa şu an kendime bakıyor olurdum çünkü gözlerinde belirsizlik vardı. Anlam taşımayan bakışlar...Belki de yüzüne sahte maskeler takmakta çok iyiydi. Kim bilir...Galeride gördüğüm gibiydi sadece o kaliteli adam imajından sıyrılmıştı. Beyaz gömleğinin birkaç düğmesi açılmıştı. Saçları dağınıktı, düşüncelerim gibi.
" Hani kelebek o zincirleri kendi takmıştı. Kilitli zincirler...kilitli kanatlar...kilitli özgürlük ve kilit vuramadığın hayallerin. Kendi taktığın zincirlerin anahtarı avcunda saklı görmüyor musun?" Gülümsedi, bana acıyarak." " Anahtar düştü..kilit açılmadı...hayallerim yok oldu"
Gülümsedim ona hak vererek ve ilk defa kabul ettim o aptal kelebeğin ben olduğuma."
+18 içerir.
©Tüm hakları saklıdır
16.07.2019 All Rights Reserved
Read more