
★
"Yanlış anahtarı aldın değil mi?"
Gökçe'nin sorusuyla ona döndüm.
" Ne? Tabi ki de hayır o kadar aptal değilim diyorum size-" deyip anahtarlığımdaki diğer anahtarı deliğe soktum bu kez "-sadece yanlış anahtarı denemiş olmalıyım bir dakika."
Bu kez kırmızı saplı anahtarı denediğimde daha anahtarı çevirmeden kapı açıldı.
"Gördünüz mü size söylemiştim." dedim sessizce fısıldayarak ve zaferle sırıttım.
Şüpheyle baksalarda içeri girmiştik. Karanlık giriş bizi karşılarken parmak uçlarımızda yavaşça ilerlemeye başladık mutfağa doğru.
Kapı arkamızdan fazlaca ses çıkararak sertçe örtüldü. Tam azarlamak için en arkadaki kişiye dönmüşken kapının önündeki siyah silüeti gördük.
Düzeltiyorum.
Elinde kocaman bir bıçak olan siyah silüet.
"BİR YERE Mİ GİDİYORSUNUZ?"
Bir çığlık koyverip kendimi yere atmam ile ışıklar açıldı.
Yiğit kapının önünde mimiksiz, buz gibi gözlerle bize bakıyordu.
"Sanırım altıma kaçırdım." dedi Kumru.
"S-sanırım ben de."
★★★★
Gökçe, Özgü ve Kumru'nun film kuşağı tadındaki hikâyesi uzun bir süreden sonra yeniden sizlerle efendim buyrun gelin...
Tüm hakları saklıdır ©
GÖK'KUŞAĞI isimli ilk hikayedir.☑️All Rights Reserved