İnsan, dilsiz şeytanların sesiydi...
Her insanın zihninde dolaşan küçük şeytanlar vardır. Bu küçük şeytanlar, fısıldarlar. Onların zihnimizin en karanlık köşelerine girebilmek için biletleri vardır. Bizim hakkımızda bizden çok şey bilirler onlar. Bizi devirmek için, bizi yıkmak için ellerinden geleni ardlarına koymazlar. Olabilecek kötü senaryoların listesini çıkarırlar ve başlarlar fısıldamaya. Deliresi gelir insanın. Fısıldarlar ama dilleri yoktur. Kendilerine bir kukla ararlar, ki biz insanlar tam onlara göre kuklalardık. İradesi zayıf olan ruhlar çabuk pes ettiler. Kukla oldular. Onlar, dilsiz şeytanların sesi oldular...
Ve bu sefer, insanlara fısıldamaya başladılar.
[İçimde tutamadığım bazı düşüncelerimi burada paylaşmak istedim. Amacım okuyucu ya da başka bir şey değil. Sadece, içimde biriken, yoğun duygulardan oluşan fırtınayı dindirmek istiyorum.]
Herkesin kendine partner seçerken birtakım kriterleri vardır. Bu kriterlerin kimi fiziksel özellikleri içerirken kimi de karakter özelliklerinden oluşur. Ancak benim kriterlerim ne fiziksel ne de karakter özelliklerine dayanıyordu. Yalnızca bir kriterim vardı.
O da âşık olacağım kişinin kan grubunun 0 Rh negatif olmasıydı.