Herkes güzel şartlar da yaşamak ister, herkes mutlu olmak istediği şeylere kendinden ödün vermeden sahip olmak ister. Herkes güzel bir aileye,iyi bir çevreye sahip olmak ister. Herkes bolca parası olsun ister. Herkes hayallerini gerçekleştirmek ister. Herkes şanslı olmak ister. Bunları kim istemez ki? Lakin mutsuzsak bu bizim suçumuz mu? İnsanlara karşı önyargılıysak bu bizim suçumuz mu? Parasızlık bu bizim suçumuz mu? İyi bir aileye sahip değilsek bu bizim suçumuz mu? Değil.! Hem de hiç değil. Acı çekiyorken bir insan nasıl gülümseyebilir, mutsuzluktan kahroluyorken nasıl mutlu rolü yapabilir. Çevresinde bir tane mutlu insan yokken nasıl insanlara güvenebilir.. ruhunda şimşekler çakıyorken,kendisi nasıl güneş doğurabilir. Sevgiden mahrumken nasıl sevilir. Defalarca düşmüşken bir sonraki adımı nasıl rahatlıkla atabilir. Sevgiden ilgilen yoksul tomurcukları tek tek koparılan bir bitkiyken, nasıl çiçek açabilir. Geceleri uyuyamazken sabahları nasıl dinç kalkarbilir. Hayatının getirdiği sorumlukları sırtına birer birer yük olarak biniyorken nasıl hiçbir şey yokmuş gibi davranabilir. Bazı insanlar diğerleri gibi doğuştan şanslı değilse bu onların suçu mu? Değil.! İnsanları yargılamadan önce anlamayı deneyin bazen susmak konuşmaktan daha etkilidir. Bazen bir adım geri çekilmek iki adım ileri gitmekten daha iyidir. Bazen düşüne el uzatmak onu yerden kaldırmaktan daha etkilidir. Dünya berbat bir yer çünkü içi bencil,kendinden başkasını düşünmez, empati yoksunu insanlarla dolu. İnsanlar hiç bir zaman "Yanmadan" Yananın "Tükenmeden" Tükenenin "Düşmeden" Düşenin halinden anlamayacak, ve kim bilir belkide dünya başka bir gezegenin cehennemidir... 👍✌
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."