İnancımız ve töremiz her zaman soyumuzdan önce gelirdi. Küçüklüğümüzden beri bize bunu aşılamışlardı. Çünkü töremiz bizi var eden şeydi. İnancımız ise bizim tanrılarla aramızdaki tek ve özel bağdı. İnsanlarımız ve atalarımız, doğduğumuzda bir ruh eşiyle doğduğumuzu söylerlerdi. Bu ruh eşi, bir insanın aksine doğadaki her hangi bir varlık olabiliyordu. Anneme göre ruh eşim bir bitkiydi, babama göre ise bir hayvan. Asıl ilginç olan büyük anneme göre de bir efsanevi yaratıktım. Ne zaman nedenini sorsam bana gözlerimdeki taşıdığım saf ateşten bahseder ve bana "Seni görüyorum, senin ruhunu görüyorum." derdi. Eski ruh kahininden bunu duymak resmen benim ölümümü duymak gibiydi. Peki neden bendim? Daha doğrusu neden benim ruh eşimi seçmişlerdi? "Ateşin sizi çağırdığı bu kitabı okurken gerçek ateşin oyunuyla ve gücüyle tanışacaksınız... Dikkat ateşle yaklaşmayınız! Zira bu cehennem ateşinde kül olursunuz."