"Kuzey bir açıklama da mı yapmayacaksın!?" Diye bağırdım arkasından. Beni pek takmıyor ve seri adımlar atıyordu. Bu yağmurun altında sırılsıklam olmuştuk. Ha yağmurda sırılsıklamdık ha birbirimize, ne fark ediyordu ki? Bu karanlıkta bile heybetli omuzları dik bir şekilde ilerliyordu. "Sana diyorum!" Diye bağırdım tekrar.
Olduğu yerde durdu ve arkasını dönmedi. Yumruklarını sıkıyor, hırıltılı bir şekilde nefes alıp veriyordu. "Biz en büyük hatayı yaptık belki de," dedi. Ağır ağır bana döndü. Mavilikleri gözlerimi bulurken içim titredi. O, o kadar harikaydı ki, ona bakarken bile içim gidiyordu. Bağırıp, vurup ona herşeyi haykırmak, yüzüne yüzüne konuşmak, maviliklerinde yüzmek istiyordum ama lanet olası gururum ve yerin arası bozuk. Gururumu yere seremem..
"Ne hatası?" Dedim korkak bir tavırla. Kafasını iki yana sallayıp hızla yanıma geldi. Başını biraz daha eğip bana bakarken onun maviliklerinde seyahate çıkmıştım bile!
"Biz birbirimizi sevdik!" Diye bağırdı.
Onu sevmek mi? O zaman bu İntihAşk..
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."