“Dur” dedi heyecanlı sesiyle “teknik olarak bu erkek işi değil mi?” Yorum yapmadan omuz silktim. “O zaman bırakta bunu başlatan ben olayım” dedi. Başımı onaylarcasına salladığım zaman gülümsedi ve o kahrolası gamzelerini belirginleştirdi. Tanrım nasıl olurda bir erkek bu kadar yakışıklı olduğu halde masumiyetini kaybetmemiş olabilirdi. Hevesle iri çerçeveli gözlüklerini çıkarıp çalışma masasının üzerine koydu ve ne zamandan beri içinde tuttuğunu bilemediğim nefesini gergince bıraktı. Nihayet bana odaklanabilmişti, yüzüne göre pekte iri olmayan tanrının yarattığı en güzel tondaki yeşil gözlerini benimkilere odakladı. O anda odanın dönmeye başladığını hissetmiştim, bana noluyordu böyle? Sanki cetvelle ölçüyormuş gibi her 2 saniyede bir dudaklarını dudaklarıma bir milimetre daha yaklaştırıyordu siktir çin işkencesinin modernleşmiş bir versiyonumuydu bilmiyorum ama her salise bana eziyet ediyordu. Az önce yaladığı doğuştan pembe rujlu gibi görünen dudakları beni kendimden geçiriyordu ve ben sadece onlara bakmakla yetinebildiğim halde böyleydim. Nihayet öpüşmeye beş kala gözlerimi anın büyüsüne kapılmak için kapattım. Östorojen hormonum tarafından hipnotize edilmiş olan iç sesim çığlık çığlığa 1,2 HADİ 1,2 HADİ AMA NEDEN BU KADAR GECİKTİ. 1,2 O LANET DUDAKLARINI BENİMKİLERLE KAPAT ARTIKKK. “Sandra” lanet sesi olması gerktiğinden uzakta geliyordu ve bende öne doğru eğik bir biçimde dudaklarımı ona büzmüş o da yetmezmiş gibi gözlerimi kapatmış öylece duruyordum. Şu acı bir gerçekki onun gözleri açıktı ve benim bu rezil pozisyonumu hiç olmaması gerektiği kadar net görüyordu.All Rights Reserved
1 part