Bu kalbi paramparça olmuş ve artık onu kullanmayan Pamir'in ve yaşadıklarına rağmen gülümseyen Elis' in hikayesi. Bu birlikte ölmek isteyen bir ruhun iki ayrı bedene dağılmış hali...
*
Gözlerimin en derinine bakıyordu sanki içimi görmek ister gibi. " Aslında. " diye başladı sözüne. Derin bir solukla ciğerlerini doldurdu ardından. " Bence adının Okyanus olması gerekirdi. En azından ben öyle düşünüyorum. " Sarı gözlerine sorgulu bakışlarımla karşılık verirken 'neden' diye sormadım. Cümlelerini toparlıyor gibi bir hali vardı. " Okyanus gibi sonu olmayan, keşfedilse bile hala bulunamayan kısımların var. Okyanus kadar büyük bir benliğin. Ve ben bu okyanus hakkında her yeni bir şey öğrendiğimde daha fazlası olamaz diyorum. Ama içinde benim hala bilmediğim, belkide asla bilemeyeceğim şeyler var. Hele ki gözlerin." tekrar derin bir soluk aldı. Ne düşünmem gerektiğini, ne cevap vermem gerektiğini bilmiyordum. Peki bir cevap vermem gerekiyor muydu?
" Okyanus karanlık olduğunda bile parlayan o yosunlar gibi. Yemyeşil. Ama şunu da belirtmek isterim ki ; o , okyanus bir gün durulacak. Bilinmeyen yerleri ortaya çıkacak. Yani demem o ki, bir gün senin hakkında her şeyi öğreneceğim ve ben sadece o günü bekliyorum."