"Özür dilerim" diye bağırdı, sesi uçurumda yankılanırken yanağımdan süzülen gözyaşlarımı sildim. "sakın!" Dedim ona bakmamaya özen göstererek, "sakın benden özür dileme" ağlamam iç çekişlere dönerken Bi adım daha yaklaştı. Duru lütfen konuşalım, Sahi ne konuşacaktım ki konuşacak herşey bitmişti o beni ölüme itmişti. "hayır" Dedim sert bir şekilde uçuruma son bir adım kalmıştı. Yavaş yavaş ilerlerken Bi anda kolumdan yakaladı beni. "Lütfen gitme, beni bırakma" dediğinde, Bi kez daha ağlamaya başladım. "Gitmeliyim, Rüzgar!" diye fısıldadım. Gitmeliydim. "Elveda" kolunu itip kendimi boşluğa bıraktım. Elimden yakaladı "yalvarırım gitme Duru" die bağırdı ama çok geçti. "Rüzgar bırak elimi, bırak" ama öyle sıkı tutuyordu kii. Ben uçurumun aşağısındayken hala bırakmamıştı. "Daha önce de beni ölüme itmişti, şimdi ne değişti Rüzgar" die bağırırken masumca yüzüme baktı. "seni seviyorum Duru" ... Devamı kitabımda...