Story cover for Defne Yaprağı by miracledmL
Defne Yaprağı
  • WpView
    Reads 413,818
  • WpVote
    Votes 30,505
  • WpPart
    Parts 81
  • Wattys winner
  • WpView
    Reads 413,818
  • WpVote
    Votes 30,505
  • WpPart
    Parts 81
  • Wattys winner
Complete, First published Jun 17, 2018
WATTYS2020 GİZEM/GERİLİM ÖDÜLÜ KAZANANI 🥇 
Aşk... Hiç ummadığımız bir anda, bizi kalbimizden yakalayan kutsal güç... O gücün yeter mi peki, tüm kabukları da yıkmaya?

Kardeşini acı bir cinayetle kaybeden Ali'nin zili bir gün, o cinayetin diğer cephesindeki bir kadın tarafından çalar. Deniz... Onlar o andan sonra birbirlerinin hem yârı, hem yarası olacaktır. Ve sonunda anlayacaklar ki;

"Kalplerini bir araya yaraları getirmedi. Kalpleri atsın diye yaralar bir araya geldi."

🌿
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Defne Yaprağı to your library and receive updates
or
#120yaprak
Content Guidelines
You may also like
YAMALI SEVDA  by Betulokssuz
40 parts Complete
Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.
KÖR MENZİL by mujdeaklanoglu
15 parts Ongoing
Merhaba sevgili okurlarım, uzun zaman sonra demeyeceğim birkaç ay evvel kitap bitirmiş olarak yeni bir kurguya sizinle merhaba demenin heyecanını yaşıyorum. Keyifle okuyun, yorum yapmayanın dişi kırılsın :D *** ARKA KAPAK Hiç tanımadığın birini, sadece bir fotoğrafa bakarak sevebilir misin? Peki ya o fotoğraf, yıllar önce saklanmış bir çığlığın taşıyıcısıysa? Yüzbaşı Cihangir, görev gereği adım attığı bir sınırda, yere düşürülmüş bir cüzdana ulaşır. Cüzdanın içindeki kadın fotoğrafı, göğsüne değil, kalbine takılır ve o andan itibaren hiçbir şey eskisi gibi kalmaz çünkü hayallerine yeşil gözlü bir kadın ev sahibi olur. Bir bakışta bile geçmeyen bir sessizlik, çocuklukta bastırılmış bir feryat ve yıllardır kimsenin duymadığı bir iç ses dalga dalga yayılır. Cihangir'in hayatı düzenliydi: emirler, disiplin, mesafe ama bu kez emir yoktu. Sadece kalbinde sessizce büyüyen bir tanıma hissi vardı. "Ben bu kadını biliyorum." O bilmeden gözlerinden kalbine kazınan kadın, kendini görünmez kılmayı öğrenmiş bir hayatta kalandı. Konuşursa, dünya değişecekti ama susarak ayakta ve hayatta kalmış olacaktı. Bu roman; göz göze bile gelmeden başlayan bir bağın, çocukluk travmalarının, korkularının ve suskunluklarının tek tek çözüşünü anlatıyor. Aşkın, sadece sarılmakla değil; anlamakla, yüzleşmekle ve beklemekle mümkün olduğunu ve bazen en gizli hayatların, bir çift gözle başladığını tanımlıyor.
LÜZUMSUZ SAVAŞ (3) by sezgisalman
38 parts Complete
Bir iddiayla başlayan savaş, şu hayatta mümkünatı olmayan her şeyi mümkün kılabilir miydi? Yalçın Saral, Türkiye'nin, hatta Ortadoğu ve Balkanların en iyi senaristlerinden biriydi. Yazdığı o aşk sahneleriyle insanların aklını başından alır, bunun ekmeğini de sevimli kadınlarla yemeyi severdi. Zaman içinde aşka olan inancını kaybetmiş, o duygunun yokluğundan da pek etkilenmemeye başlamıştı. Ta ki o düğünde Nurdan'la karşılayınca dek! İlk savaşı başlatan kendisi olmuştu. Nurdan Özkan, Türkiye'nin ya da Ortadoğu'nun, veyahut Balkanların en iyilerinden biri değildi, kendince. Oysa ki çok ünlü bir blogu, makyaj videosu çektiği, orta halli takipçileri bulunan bir Instagram hesabı vardı. Henüz okulu bitmemişti ve bunun için pek de çaba sarf ettiği söylenemezdi. Düzensiz bir iş hayatıyla ve fıkra gibi birleştikleri ev arkadaşlarıyla kendi halinde yaşıyordu. Ta ki o düğüne gidip zaten altüst olan hayatını, iyice altüst hale getirene kadar kendi halinde yaşıyordu. Birbirlerinden farklı iki kişinin hayatı bu düğünde kesiştiğinde, aralarında patlak verecek olan güç savaşı kaçınılmaz olmuştu. Tutkunun savaşının en derin ve en güzel halini tenlerinde sorunsuzca yaşarken; gerçek hayattaki savaşları onları hep bir çıkmaza sürükledi. Kıskançlıklar, çekememezlikler, itirazlar, fikir ayrılıkları onlara aşmaları gereken bir sürü engebe sundu. Hayattaki en klişe ama onlar için en beklenmedik sayılan sürprizle yüz yüze geldiklerinde, ya bu savaştan ikisi de galip çıkacaktı ya da ikisi de yenik çıkacaktı. Peki onlar ne mi yaptı? Sadece lüzumsuz bir savaşın içinde debelenip durdular.
SINIR |Tamamlandı| by __Katre__
75 parts Complete
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti. " Bak bakalım burada ne yazıyor?"dedi sesindeki alaycı tınıyla. " Arslan."dedi karşısındaki adam kısık çıkan sesiyle. Ardından Eylül'ün yaka kartını gösterdi Toprak parmak ucuyla. "Peki burada ne yazıyor." "Eylül Arslan." "Aynen öyle." dedi Toprak başını aşağı yukarı sallayarak. Ardından elini kaldırıp yüzüğünü gösterdi. " Bu."dedi sorgulayan sesiyle. " Yüzük." Eylül'ün elini tutup kaldırdı. " Bu."dedi tekrar. Aynı cevabı aldığında ellerini indirip birbirine kenetledi. Ve tekrar kaldırıp herkesin gözüne sokarcasına konuştu. " Birleştir bakalım ne çıkacak ortaya."dedi. Ardından masaya göz gezdirip karşısındaki adama dikti bakışlarını. Birkaç saniye cevap vermesini bekleyip adamın omzundaki elini sıktı. " Evlisiniz."dedi adam fısıltıdan farksız sesiyle. " Doğru cevap." dedi Toprak alayla. Adamın omzundaki elini çekip yüzünü Eylül'e çevirdi. Birkaç saniyeliğine yumuşayan bakışlarını tekrar buza çevirip masaya döndü. Birbirlerine kenetlenmiş ellerini gösterip: " Duyduğunuz gibi biz evliyiz. Daha öncesinde bilmiyordunuz çünkü bilmenize gerek yoktu. Şimdi öğrendiğinize göre herkese afiyet olsun." dedi. Masadan yükselen hayret nidalarını umursamazken masadaki yerine ilerledi. Eylül'ün elini bırakmadan yanındaki sandalyeyi çekip:" Geç güzelim." dedi. Yanlarındaki birkaç kişi duydukları ile küçük çaplı bir şok yaşarken onların gözü sadece birbirleri üzerinde idi.
You may also like
Slide 1 of 10
YAMALI SEVDA  cover
KÖR MENZİL cover
 ABİLERİM Mİ? cover
KIRIK DÜŞLER EZGİSİ cover
DELİ YÜZBAŞI (+21) cover
Gecenin Dördü cover
DÜĞÜM (CENNET ÇİÇEĞİ) TAMAMLANDI cover
LÜZUMSUZ SAVAŞ (3) cover
Karşıma Çıkan Aşk (TAMAMLANDI) cover
SINIR |Tamamlandı| cover

YAMALI SEVDA

40 parts Complete

Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.