Onlar, her an yanmaya hazır birer kibrit gibiydiler. Hayat onlara kıvılcım veren bir elçiydi sadece. Birbirlerine bir kez daha sarılmaktı son arzuları. Bunun için yanmaları gerekiyordu. Fark etmeden; kül oldular... "İçimi eriten bir şeyler var... Nefesimi kesen bir şeyler... Karşımda duruyorsun, tam karşımda... Aramızda altı tane mum var yalnızca. Mumun kızıllığı çıplak tenine vuruyor. Büyülüyorsun beni adeta. Bir rüzgar esiyor hafiften. Ürperiyorsun, titrediğini görüyorum. Sarılmak istiyorum tüm bedenine tüm bedenimle. Ama sen de biliyorsun, dokunmamalı tenlerimiz birbirine. Bu büyük bir yangının ilk kıvılcımı olabilir. Gözümden bir damla yaş düşüyor yanağıma ve bütün mumlar sönüyor bir anda. Sen... Sen her zaman dizleri üstünde ölümden az önce dönmüş mefta bir kadın olacaksın... Ve ben de, ruhum gökyüzüne yükselirken bile ellerinin ellerimi tutmasını dileyecek kadar meftun bir adam..."All Rights Reserved
1 part