Berra, için 18 mayıs 'ın önemi çok büyüktü çünkü sevdiği adam tam da bu gün doğmuştu. Üstelik, 27 yaşta oldukça önemli bir yaş sayılırdı. Her yıl olduğu gibi bu yılda ona özel bir hediye vermek istiyordu ancak yine hediyeyi en yakın arkadaşı ve sevdiği adamın kardeşi olan Alya ile göndermeyi planlıyordu. Fakat, planları Alya'nın sürpriz Doğum günü partisi hazırlaması ve kendisini de o partiye davet etmesi ile değişivermişti. Partiye gitmeyi hiç istememişti sosyetenin göbeğinde doğan gençlere alay konusu olmayı da öyle... Ama, bir şekilde kendisini partide bulmuş ve berbat bir halde partiden ayrılmak zorunda kalmıştı. Emir'in onun peşinden geleceğini nereden bilebilirdi ki? Üstelik, beden dili öğrenmiş olduğunu da öyle... Her şey berbat bir parti ile başlamış ve şahane bir gece ile son bulmuştu. Peki, şimdi ne olacaktı? Aşk, eksik olan her şeyi tamamlayabilir miydi?
Aslında, iki gencin de bilmediği bir şey vardı; Ailelerinin günahları arasında sıkışıp kalmış bedenlerini farkında olmadan kalplerindeki sevgi ile temizlemeye çalışacak olmalarıydı. Bakmak ile görmek aynı şey değildi, insanın karşısındaki insanın içerisini görmeye çalışmak ise tümüyle farklı bir bakış açısıydı. Emir'in Berra'nın içerisindeki saflığa ve güzelliğe çekilmesi hep bundan'dı. Berra'nın ise kendisini eksikli olarak gördüğü ve konuşamadığı halde yüreğinin hiç durmadan 'EMİR EMİR'diye haykırması da bundan'dı. Aşk, iki ayrı beden de tek bir ruh olabilmekti ve onlar her şeye herkese rağmen tek bir ruh olmayı çoktan başarmışlardı.
NOT: HİKAYE'nin tüm hakları noter tasdikli olup çalınması halinde yasal işlem başlatılacaktır.