Kaderleri birleşen iki genç el ele verip engelsiz gördükleri bir sevda yoluna çıkmıştı. Ta ki ülkedeki durumlar iyice kızışıp bir iç savaşın eşiğine gelinene dek.
Âsım Enes önceleri eleştirdiği bir grubun yanında yer alıp eylemlere katılmaya başladığında ilk kalp kırıklıklarını yaşamışlardı. Genç adam gitti, Mihrimah ise ona inat eskisinden farklı davranırken kendisini iki ateşin arasında buldu.
Tüm bu karmaşanın içinde bir güzellik doğabilir miydi?
20/21 Haziran 2018
Bambaşka şekillerde kesişebilirdi yolları...
O çok bilindik dönemeçten dönünce kitapları yere düşebilir, toplamaya çalışırken kafaları tokuşabilirdi.
Arkadaşları vesilesiyle kendilerini sürpriz bir görüşmenin ortasında bulabilir, hayatlarında aşka yer olmadığını iddia etseler de oracıkta sözlerini yutup kalplerini kaptırabilirlerdi.
Yahut aynı mahallede büyüdükten sonra hislerinin farkına varmış sıradan komşu çocukları da olabilirlerdi.
Kim bilir; belki o zaman birbirlerine kaşlarını dahi çatamaz, gönüllerini yarınlar yokmuşçasına kırma müsabakasına girmezlerdi.
Fakat ne yazık ki en yakınındakiler bu hakkı onlara çok gördüler, kendi menfaatleri uğruna hayatlarını altüst edecek bir karar verdiler ve bunu yaparken enine boyuna düşünme gereği bile görmediler.
Öyle bir karmaşayla aynı eve girmelerine sebep oldular ki; ikilinin tahammülsüzlükle yükselmeyi adet edinmiş sesleri kısılmak nedir bilmedi. Neredeyse her günleri zehir zemberek başladı ve yine aynı zulümle geceye erişti.
On iki yaşında bir kız çocuğu ile on altısında bir delikanlı evlendirilir miydi hiç?
Bunların çift olabileceğini düşünecek kadar basiretsizleşmek hangi cümle ile tanımlanabilirdi?
Hepsinden öte kimse de çıkıp sormamış mıydı ki;
birbirlerini görmeye bile katlanamıyorken, sevmeyi nasıl becereceklerdi?
•gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilmiştir•