“Adın ne?” dedi elindeki sigaranın dumanını yüzüme üflerken. “Eylül” dedim kısaca. Bu konuşmayı bitirmek ve burdan defolup gitmek istiyordum. “Eylül” diye tekrar etti beni. “Ve sende Edizsin” dedim elimle dumanı sağa sola dağıtmaya çalışırken. “Umursamaz kendini beğenmiş kötü çocuk” “Sözlerine dikkat et küçük kız” dedi o iğrenç kahkahasıyla. Eylül çarpılacaksın şimdi ne iğrenci sensin iğrenç. O hala gülerken bende onu incelemeye başladım. Üzerindeki siyah deri ceketinin altında tam olarak okuyamadığım İngilizce bir cümle baskılı bir lacivert t-shirt vardı. Altında ise siyah kot pantolonu. Gülümsediğinde yanaklarında oluşan hafif gamzeleri onu olduğundan daha yakışıklı göstermeye yetmişti. Yüzünü bana biraz daha yaklaştırdığında ela gözleri biraz yeşil tonuna dönmüştü sanki. “Biraz daha bekleseydin keşke” “E-efendim?” dedim kekeleyerek. “Bana aşık oldun küçük kız” dedi başını iki yana sallarken. Sigarasını tekrar içine çekti ve dumanı tekrar yüzüme üfledi. “Bana aşık olmamalıydın”
35 parts