Sen Kimsin?
Hayat,acınası bir kavram benim için. Değersiz,gereksiz,lüzumsuz... Yaşamak güzel ama elinizde yaşanacak bir hayat kalmışsa...
Tam kalbinizin ortasına kondurduğunuz bir gül ve onun etrafına inşa ettiğiniz minik bir kasaba,sıcacık bir yuva,iyi dostlar,güleç arkadaşlar,şirin insanlar,güzel sözler,çocukça oyunlar...hayal etmesi ne de güzel. Oysa sizde kalan yalnızca solmuş bir gül yaprağı olunca...
Hayat,acınası bir kavram benim için. Ama bu lanet olası hayat acımaya başladı bana.
Tek ve tok sesiyle bir kahkaha attı ve "SEN KİMSİN" dedi...
Ben seni seviyorum...kardeşimden farksız o hem 5 yaş küçük...ufaklıkla ne işim olur...
Dizlerimin üzerinde eğilip kapıya biraz daha yaklaştım..
-Bin gönlüm olsa birini vermem.. Benim gözüm sadece seni görür... Hem görmedin mi erkek çocuğundan farksız.. Kıskanacağın son kişi bile değil...
Titreyen dizlerimle ayağa kalktım... Perdeyi araladım.. Balkona çıktım.. Semih gelen sesle başını bana çevirdiğinde.elinde telefon öylece kaldı... Gözlerine baktığımda anlamıştı onu duyduğumu.. Balkonda duran kitabımı aldım ve tekrar içeri girdim... Kapıyı kapatıp perdeyi çekmeden son kez yüzüne baktım..
Ve o perdeyi kapattıktan sonra yıllarca onun olduğu tek bir gün açmadım...