Bazen kazanmak için bazı şeylerden feda etmek gerekir. O sevdiğinin kalbi kazansın diye kendi kalbinden vazgeçti. Farklı bir hikaye ile kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hazır mısınız? "Haa hatırladım." Masmavi gözlerinde ki koyuluk beni en derin kuyulara çekerken kaybolmuş bir tını ile "Neyi?" diye mırıldandım. Yanındayken tüm aklım devre dışı kalıyordu. Onun varlığı ile yalnızlık kavramı yok oluyordu. "En çok neyini sevdiğimi." Yanağımda ki eli yanağımı şefkatle okşarken bu duygunun ağırlığı ile gözlerim kapandı usulca. Neyi diye sormadım bir daha. Alnını alnıma dayarken derin bir nefes verdi. Sıcacık nefesini hissetmek, vücudundan yayılan o sıcaklığın kalbime güven aşılaması... Sımsıcak nefesini dudaklarımda hissettiğimde değişik duygular tarafından esir alındım. Kalbim yerinden çıkacaktı sanki. İlk günkü gibi kalbim aynı hızla çarpmaya başlarken tek duyabildiğim kalbimin sesiydi. Güm güm güm... "En çok bu hallerini seviyorum. Seni sinirlendirmek hoşuma gidiyor çünkü o kadar doğalsın, o kadar çocuksusun ki her an sana kapılıyorum. Duygularımı kaybettiğimi sanıyorken tüm duygularımı bana hediye ettin. Sana yaptığım onca şeye rağmen yanımdasın. Olmayabilirdin, gidebilirdin. O zaman ne yapardım bilmiyorum ama iyi ki yanımdasın. Kazadan sonra büründüğüm o iğrenç herifin içinde ki çocuksu duyguları aşılıyorsun tekrardan ruhuma. Ruhuma sarılmanı seviyorum en çok. Gözlerime böyle bakmanı, sinirlenmeni çok seviyorum. Seneler önce toprağın altına hediye ettiğim ruhuma sarılarak dirilmemi sağlıyorsun tekrardan. Gözlerine yakışan bu aşkın en koyu halini seviyorum." Üzerimde bıraktığı etkiden kurtulmamı sağlayan cümleler ile gözlerimi açtım. Sözcüklerin etkisi canımı bir hayli yakarken dolmaya elverişli gözlerimi kırparak mavi gözlerine uzun uzun baktım.All Rights Reserved