ÖLÜ DENİZ|Amphitrite'nin Sırrı
•
"Dalgalarla birlikte kavga da büyümüş ve baba, gemi tam kayalıklara çarpacakken, bir kürek darbesiyle oğlunu denize atmış ve dümenin yanına gitmiş. Daha sonra çarşaf gibi koyu görmüş. Oğlu oracıkta, kayalıklarda vermiş. Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kendini kayalardan atıp intihar etmiş. İşte o gün bu gündür kızın öldüğü yere Belcekız, oğlanın öldüğü yere ise Ölüdeniz denmiş..."
Gözlerimin içine bakarken bu hikâyeyi neden anlattığımı anlamadığı toprak rengi gözlerinden açıkça okunuyordu. Elim ben farkında olmadan onun yüzünü avuçlarken, başını yana eğerek terleyen avucuma yasladı yüzünü. Gözlerimin parladığını hissederken dudaklarım hüzünlü bir şekilde yukarıya kıvrıldı.
"Senin canını alan kayaları paramparça etmek adına gerekirse ruhumu dalgalara bırakırım ve tsunami olarak doğar her şeyi yerle bir ederim," Dudaklarımın yanıp kül olacağını bile bile dudağının hemen kenarına bastırıp fısıldadım. "Ölü Deniz."
⚓
"Denizin ışık almayan kısmı." Diye fısıldadı esrarengiz erkeksi bir sesle. "Işığın sana ulaşması imkânsız ve sen, seni bu hale getirenleri karanlığınla boğup, denizin derinine gömmek istiyorsun."
Parmaklarımın donduğunu hissettim. Yalıtımı iyi olmayan eski pencereden sızan soğuk hava ruhuma sızdı, içindeki ateşi harladı.
"Benden tam da bu yüzden nefret etmiyorsun." Dedi kendinden emin sesiyle. "Diğerlerinin aksine zehirli karanlığın da bana iyi gelen bir şifa gizli."
•
Aşık olmak yasaktı. Aşık olmanın cezası ölümdü. Ne yazık ki kalpsiz melek, yasak elmayı tadmış ve aşkı damakların da paramparça etmişti. Sonu ölümdü. Hiç bir hata cezasız kalmazdı.
•
B.T: 06.07.2018
•
İnstagram: Serendipity
Twitter: Alcholicbutterfly