Daha on yedi yaşlarında acımasız bir mücadelenin içinde bulmuşlardı kendilerini. Henüz gençliklerinin baharında, çocuk denecek yaşta her an öldürülme korkusuyla yaşıyorlardı. Her gün ya bir arkadaşlarının, ya bir aile üyelerinin ya da hiç tanımadıkları ama yaşamlarının ne kadar değerli olduğunu bildiklerini birinin ölüm haberini alıyorlardı. Onlarsa sadece yaşamak istiyorlardı. Aile dedikleri bu küçük gruptan kimseyi kaybetmemek ve birlikte mutlu bir hayat sürmek istiyorlardı.
Ama hayat buydu işte. Acımasız bir dünyada yaşıyorlardı ve her zaman istedikleri olmuyordu. Birbirlerini kaybedeceklerdi. Okul sıralarını, yemeklerini, sırlarını paylaştıkları insanları kaybedeceklerdi.
"This book is the whole truth, nothing but the truth; Nevertheless we have fictionalized it."
"Fadime'yi Furtuna'nın kalbine yerleştireceğiz."
Furtuna köyünün kalbinden arazi alan Koçariler, kime ait olduğunu göstermek için Fadime Koçari'yi, onu koruyacak adamlarla birlikte oraya yerleştirir.
"Seninle düşmanluk etmek benim için onurdur Fadime Koçari."
İntikam yolunda atılmış her adım geçmişlerinden bir parçayı Fadime'nin önüne atıyordu. Belirsiz olan bu yolun sonu nasıl oluyor da İso'nun kalbine çıkıyordu?
"İkimizin adı aynı cümlede yan yana geçiyorsa biz bir suç işliyoruz demektir."
"Çokça günah işledin.
Favori suçun neden benim?"