Üstümdeki beyaz gelinlik daha çok kefen gibi gelmeye başlamıştı bana. Halbuki ne heyecanla, sevinçle seçmiştim. Üzerime tam oturmasına rağmen boğuyordu beni. Kolayca taşıyabileceğim bu elbise ağır geliyordu, yük gibiydi. Odadaki ışık yaklaşık 2 saattir kesintisiz ağladığım için yakıyordu gözlerimi. Yavaşça ayağa kalktıgımda odadakilerin gözleri bana döndü. 2 saat olmasına rağmen hala gitmeyen davetlilere dağılmalarını söylemem gerekti. Elime yüzüme çeki düzen vermek için gireceğim tuvaletin kapısında duyduğum sözler beni daha fazla nefessiz bırakmıştı. " Yani oğlanda haklı kız hasta sonuçta uğraşmak zor gelmiştir" " Hem yaş farkı da var kız daha çocuk gibi" İçeri girmeden geri döndüm. İnsanların benim hakkımda düşündükleri şey bunlardı. Acı olansa haklıydılar. Bu gece tam bir zavallıydım. Aradan geçen yarim saatte tüm davetliler salonu boşalttı. Benim için en güzel ve özel olmasını bekledigim gece kabusa dönmüştü. Bende salondan ayrılmak için ayaklanınca karşımda gördüğüm nefes nefese kalmış sarışın adam duraksamamı sağladı. O an bir anda yaşadığımız her şey anlamsız geldi.Bir an içimde yavaş yavaş büyüyen bir alev hissettim. Bir anlığına nefret ettim ondan. Elimden tutup beni yükseklere çıkardığı ve nasıl yere çakılacağımı düşünmeden bıraktığı için.