Bu hikaye umutların varolduğunu, ancak acının hep içinde olduğunu anlatıyor.
Ey benim harptaki umudum! Aşk değil midir gök yüzündeki bulut, karada açan bir gül, denizdeki dalga? Suretindeki harap olmuş simanı unutur muyum sanıyorsun? Toprağın suya ihtiyacı olduğu gibi benim de sana ihtiyacım olduğunu bilmez misin? Sağır mıdır kulakların çağırışlarımı işitmezsin? Ey benim harptaki umudum! Su kavuşmaz mı toprağa? Seni suya, kendimi ise toprağa benzetiyorum... Kavuşacağımız gün ağlar bulut, toprağıma düşer bir damla suyun! O vakit bende senin aşkına teslim olurum. Eğer bu ayrılığın ateşinden harap olmuş, gözü yaş dolu, seni bekleyen beni sorarsan! Umutla seni beklediğimi bil. Kavuşcağımız gün ağlar bulut, toprağıma düşer bir damla suyun...
- Sevgili Biray-
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."