Hava alanından çıkınca bir taksiye atladım. Çantamın ön gözünden adres kağıdını çıkarıp baktım. ......... Caddesi, Starbucks, Londra. İnanamıyordum, acaba gelir miydi? On yıl geçmişti. Çok değişmiş midir acaba? Bavulumu alıp taksiden indim. Starbucks'a doğru ilerledim. Boş bir masaya oturdum ve beklemeye başladım.
.............
Hala bekliyordum. Tanrım, bir buçuk saat geçmişti. Olumlu düşün Maia, belki uçağı rötar yapmıştır. (bir buçuk saat) Yüzüm giderek düşüyordu. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Unutmuş muydu? Dayanamayıp gözyaşlarımı serbest bıraktım. Ama arkamdan gelen tekerlekli bavul sesi dikkatimi dağıtmıştı.
-Maia! diye bağırdı ve koşarak bana sarıldı.