"Aşk birden çıkar insanın karşısına; yakalamak ya da ıskalamak size kalmış. Bazen "aşk" olduğunu anlamazsınız, bazen de anlasanız bile onu tutmak, kendinize saklamak zordur."
1983 yazı sırasında 17 yaşındaki Louis Tomlinson günlerini İtalya'nın kuzeyinde bulunan villalarında kitap okuyarak, klasik müzik yaparak ve arkadaşı Danielle ile flört ederek geçirmektedir. Louis, Greko-Roma kültüründe uzmanlaşmış seçkin bir profesör olan babası ve işinde çok iyi olan çevirmen annesiyle bir arada olmaktan memnundur.
Louis'nin olgunluğu ve entelektüel birikimi, onu tam teşekküllü bir yetişkin gibi gösteriyor olsa da, özellikle kalpteki konularda onun hakkında hala masum ve biçimlenmemiş olan çok şey vardır. Bir gün, doktorasını sürdüren büyüleyici bir Amerikalı bilim insanı olan Harry Styles, babasına yardım etmek göreviyle yıllık yaz stajyeri olarak villalarına gelir. Harry'e misafir olduğu evde ve şehirde ona Louis rehberlik eder. Günler ilerledikçe aralarındaki ilişki rehberlik boyutunun dışına çıkar. Ve bu ikili güneşin ışıltılarının arasında hayatlarını değiştirecek birkaç hafta boyunca yeşermekte olan arzunun güzelliğini keşfedeceklerdir.
"Sen benim vatana dönüşümsün. Seninle birlikteyken ve biz beraberken isteyeceğim başka hiçbir şey yok. Sen beni kimsem o, yani sen benimleyken olduğum kişi yapıyorsun Harry. Dünyada tek bir gerçek varsa o da seninle birlikteliğimdedir ve bir gün sana kendi gerçeğimi söyleme cesaretini bulursam, şükretmek için Roma'daki tüm sunaklara birer mum yakmamı hatırlat bana."