Evet, dedem koymuş adını. Amerika'ya gidip arabayı bizzat ilk elden aldığında kaldığı otelin önünde bir araba dururmuş, bir tekeri patlakmış. Ne zaman otelden çıksa ilk gördüğü o tozdan griye dönmüş araba ve üstünde kırmızı etiketle yapıştırılmış yazı. FLASH9.
Dedem otelden ayrılmak üzere çıktığı gün, Pontiac GTO 1967'ını almaya giderken saat sabah yedi suları, son kez arabayı ve yazıyı görmek istemiş fakat bir bakmış ki araba ortalıkta yok. Etrafa bakınmış, hayır yok. Son kez görememek içine çok oturmuş dedemin, o da yeni aldığı arabasına Flash9 ismini vermiş. Süper hikaye bence.
[love hate araba yarışlı ficim, 2019]
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.