Onu ilk gördüğümde büyülenmiştim. Gözleri açık mavinin en güzel tonunda bana kilitlenmişti. Ona yaklaştıkça aramızdaki görünmez uyumun varlığını hissettim. Buraya ait değildi. Onu diğerlerinden farklı kılan simyası beni içine çekiyordu. Onun daha kim olduğundan bilmeden karşımda oturmuş ve bize katılmış olması tanınmayan bir duyguyla beni yakalayıp sarıyordu. Bu kaybolmuşluk hissi onu tanımam için bir sebepti. Ondan gördüğüm şey farklı ve sıradışıydı. Hayali bir şerit gözümün önünden geçmişti ve onu daha önce görmüş olabileceğim hissiyle yoğruldum. Sanki artık ait olduğu yere geri dönmüştü. "Kolye." Başım çıplak boynumdaki kristale kaydı. Ona anlamsız bir bakış attım. "Kolyen güzelmiş," dedi beni yanıtlar gibi. Gülümsedim ve, "Aile geleneği işte, bilirsin." diye omuz silktim. Bir süredir şaşkın bakan gözleri boynumdaki kolyeyi elinin arasına aldı ve kendisi için çok değerli bir şeyi tutuyor gibi onu inceledi. "Bilmiyorum ama öğrenmeyi çok isterim."All Rights Reserved
1 part