Komiser yavaşça karşısındaki kadına yaklaştı. Gözlerini dikip bir süre süzdü. Sonra geri çekilip dikleşti ve elindeki dosyayı masaya fırlattı. Masaya konulan dosyaya gülerek bakan kadın gözlerini komisere doğrulttu. Komiser ise yerine oturup masaya doğru eğildi. Kadının gözlerinin içinr baktı. "40 erkek." dedi. Sonra dosyayı açarak düşünceli bir şekilde cümlelerine devam etti. "40 tanesi hadım edilmiş. 40 tanesinin 8 parmağı var. 40 tanesi dayaktan komada... Toplam 120 kişi. Ve hepsi erkek. Neden erkek? Veya neden hep işkenceler 40 da bırakılmış?" Kadın bir süre karşısındaki başkomiserine baktı. "Bence bu olanlar erkek milletinin yaptığı iğrençliklerin karması. Ayriyeten dosyaya bakıyorumda bu adamlar tacizciler, karısını dövüp öldürenler, sapıklar... Çocuk tacizcileri bile var. Aslında bir yandan insanın bunu yapanları tebrik edesi geliyor. Ancak her insanı kendi kanunumuza göre yargılayamayız, değil mi? Ve sayıları neden 40. Bir nevi 40. senfoni gibi bir şey bu. 40. olduğunda bittiğini sanıyorsun ve o sesler kulağında yankılanmaya devam ediyor. Ama sonra tekrar başlıyor ve tekrar devam ediyor. Bu senfoni huzurlu gibi. Çünkü bu adamlar mahkemenin vereceği cezadan daha ağırını alıyorlar. Ama tedirgin eden... Bunu yapan kişilerin çığırdan çıkma ihtimali." Kadın dosyaya baktı ve "Komiserim... Eğer bu 40.senfoni biran önce durmazsa içimize işleyecek ve biz kafalarına göre adam yaramalarını kabullenmeye başlayacağız." dedi ve dosyayı kapattı.