"Bağcıklarını sıkı bağla Ji Yong, her şeye hazırlıklı olmak zorundayız. Bir katili yakalarken düşersen çok pişman olursun." Her zamanki ciddi ifadesiyle öğütler veren dede kılıklı Daesung'a mızmızlanmaya devam ettim. Bağcıklarımı bağlaması için ayağımı uzattığımda kahkaha atıp bağlamıştı. Ben de gülmemi engelleyememiştim. Yağmur ilk yağdığında gelen o toprak kokusunu içime çektim. "Gece nöbetinin en sevmediğim yönü şu açlık hissi." Somurtuk suratıma bakıp gülerek basamaklardan indi. Marketten bir şeyler alıp geleceğini söylediğinde ellerimi sallamadım, hava soğuk olduğundan montumun cebinden çıkaramadım. Yarım saati geçtiğinde hala gelmediği için kendi kendime söylenmeye başladım. Herhalde marketin sahibiyle yine sohbete daldı benim boş midemi unuttu diye yanına gitme kararı aldım. Marketin yakınlarındaki ıssız sokak aralarının birinde yerde yatan birini gördüm. Yaklaştığımda yerdeki kan birikintisi daha net görünüyordu. Yerdeki Daesung'dı..
4 parts