-Yeter artık...yeter! Gecenin esir almış karanlık sokağında avazı çıktığı kadar bağırıyordu genç kız. Karşısındaki genç adam ise onun aksine çok sakin bir şekilde; -Kaç ,belkide bu son şansındır... Bunu o kadar sakin bir şekilde söylemişti ki fırtına öncesi sessizliğe benzetti genç kız,arkasına bakmadan koşmaya başladı dediği gibi ilk ve belkide son şansıydı. Ne kadar koştuğunu bilmese de ayakları artık yenilgiyi kabul etmiş gibi yavaşladı.Koşturmaları adımlara adımları ise yavaş yavaş yürümesine sebebiyet olmaya başlamıştı. Ne olursa olsun düşmemeliydi onun cehennemine. -Artık zaman doldu. Benden kaçamazsın ve bundan sonra emin ol buna bile cesaret edemeyeceksin! Adamın sert sesi tüm mahallede yankılanınca genç kız arkasına baktı. Gecenin karanlığında mahallede bulunan titreyen ışıkta bile gözlerindeki alevi görüyordu genç kız. Korkuyordu... -Çok bile bekledim... Bu güzelliğinden beni mahrum ettiğin için seni zor günler bekliyor küçüğüm. Artık ayakları dayanamadı ve kendini yere bıraktı... -Lütfen yalvarırım bırak beni...lütfen. Kızın yalvarışlarını duymuyordu genç adam. -Asla... Asla bırakmam seni. Genç adam son sözlerini söyledikten sonra yorgun olan küçük bedeni kucağına zorlanmadan aldı. Kucağındaki küçük bedene , eterli mendili burnuna tuttu ve bayılmasını bekledi. Bayılınca arabasına taşıdı ve son kez baygın olan küçüğünün kulağına fısıldayarak: -Seni asla bırakmam. Ne sen kaçabilirsin ne de ben seni bırakırım. Damla ve Ferman'ın aşkıydı bu... Zor da olsa bu onların hikayesiydi.
19 parts