Somut şeylere olan inancımız neden bu kadar tamken soyut şeyler bize bir o kadar saçma geliyor?Neden duymadığımız seslere kulak kabartamıyşımız , neden görmediğimiz nesnelere göz gezdiremeyişimiz ,neden dokunamadığımız tenleri hissetmeyişimiz ?Ya biri tüm soyutluğuna bürünmüş şekilde karşınıza çıkarsa ve tüm somut şeylerin size karşı olan etkisini devre dışı bırakırsa ?Size karşı beslenen tüm kini ,sizi kanatmak için açılan yaraları, nefreti, yalancı sevgiyi, göz boyamak için kamu spotu olmuş değeri bir anda yerle bir ederse ?İşte o zaman başka bir hayatın size karışmasına izin verirmiydiniz?Ben verirdim ,ve VERDİM...
❝Yüzünü çok sevdim, ödünç alabilir miyim?❞ dedim birden gözlerimi gözlerine dikip. Nasıl olsa bir daha karşılaşmamız pek mümkün değildi, hem bu fırsatı kaçıramazdım hem de bu cesareti bir daha bulamazdım. Ağzımdan çıkan kelimelerin anlamsızlığıyla gözlerini kırpıştırdı.
❝Anlayamadım?❞
❝Yüzün tam hayalimdeki gibi, bir günlüğüne modelim olur musun?❞
Uyarı: Küfür ve argo kelimeler içermektedir.
Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür, gerçeklikle hiçbir bağlantısı yoktur.
Slow burn bir hikayedir.
Üniversite #1 / 16.11.2024