HAyat
En soğuk mevsimin içi ısıtan battaniyesi,
Kuru ekmeğin karın doyuran tadı,
İnsanı tebessüm ettiren bir gülücük,
Paha biçilmeyecek kadar ender bulunan bir dostun,
İlk hecesidir ,HA yat........
Soğuk bir kış gecesinde ,Kayseri'de yaşayan Halime ile Talha birbirini çok seven iki kalbe sahiptiler. Birine bir şey olsa (Allah korusun) diğerinin canı sıkılır ve sevdiğinin elini sıpsıkı tutup , onu hiç bırakmayacağına söz verir.İşte böyle bir aşk'tır onlarınkisi....
Gene böyle bir kış gecesinde sıcacık bir battaniyenin içinde birbirine sarılarak film izlerken karnı acıkan Talha'nın karnını doyurmak için mutfağa gittiğinde Halime, dolapta birşeyin kalmadığını sadece kuru bir ekmeğin bir de 2 bardak kadar sütün kaldığını görür.Sütü ısıtıp ekmeğide bisküvi gibi bir tabağın içine ufaladıktan sonra ısıttığı sütü içine döker. Sonrada tepsiye tabağı koyup içeri götürür. Tam iki kaşık bir tabak sütlü ekmek yemeye başlarken ,odanın balkonunda aç ve çok üşümüş bir kedinin sesini duyarlar. Talha balkonun kapısını açar.
Halime:Sen de nereden çıktın , kedicik?
Talha : Nereden çıktığını boşver şimdi , mutfaktan bir kap getirde ,soframıza onunla birlikte oturmaya devam edelim?
Halime:Tamam ....
Talha kedinin üşüdüğünü farkeder ve eşiyle birlikte ısındığı battaniyeyi kediye yatak yapar. Kediyi onun içinde bir güzel sarıp sarmaladıktan sonra, kendileri için yeni bir battaniye getirir.Mutfaktan kedi için tabak alıp gelen Halime de battaniyelerinin kedinin sarıp sarmalandığını görünce yüzünde ,insanı tebessüm ettiren bir gülümseme oluşur.Bunu gören Talha....
Talha: Halime , kedi üşümüştü,bende battaniyemizle sardım . Bizim içinde yeni bir battaniye getirdim.
Halime:
Talha :Hadi yeni battaniyemizin içine girip kalan yemeğimizi yiyelim . Filmimizi izlemeye devam edelim.
Elliot Jensen and Elliot Fintry have a lot in common. They share the same name, the same house, the same school, oh and they hate each other but, as they will quickly learn, there is a fine line between love and hate.