Bir gün New York'ta bir Rezidansta bir telefon çalar arayan kişi LeBron . Hemen Dirk telefonu açar. Açtıktan 5 saniye sonra bir cızırtılı ses gelir telefondan sonra hemen telefon kapanır. Dirk ne oldu diye korkar. Hemen LeBron'un evine gider. Kapıyı LeBron'un karısı Jessica açar. Dirk'E
- Hey Dirk hoşgeldin!
Der.
Dirk ise korkuyla
- Hosbulduk , LeBron nerede ? Diye sorar.
Karısı ise " John'un telefon dükkanına gitti der.
Dirk teşekkürler eder. Ve gider.
30dk. sonra
-Hey,LeBron Naber adamım?
-İyi Dirk, senden?
-Bende iyi.
-Dostum akşam Basket maçı izlemeye gideceğim gelecek misin?
-Tabiiki gelirim.
Akşam
-Hey dostum maç heyecanlı gidiyor.
-Sana katılıyorum .
Maçta bir adam bir adamın telefonunu çalar. Hemen yakalayalım der LeBron.
Ama adam maçtaki 250 adamıyla kendini korur ve kaçar.
Ardından Dirk Ve LeBron Peşine takılır adamın.
8km. koşarlar ve yakalarlar bir köşede. Alırlar telefonu ve adama götürürler. Adam teşekkür eder. LeBron sesi tanır ve adama yumruk atar.
Adamdan bir ses
-Ahh
Der. LeBron bir tane daha yumruk atar.
Çünkü adam LeBron'un çocuğunu kaçırıp fidye isteyen adamdır.
Sonra polisler gelir LeBron'u alır.
LeBron olayı anlatır ve hırsızı da adamı da içeri attırır. Akşam eve giden LeBron ve Dirk şarabını yudumlarken LeBron
- Aslında bazen iyilik yapmamak gerekir.
Der.
Dirk'te
- Aynen öyle deyip geceyi uykuyla bitirirler.
peri: ya sen kimsin gece gece
peri: ne saçmalıyorsun
bilinmeyen numara: amına koyayım
bilinmeyen numara: asıl sen kimsin
peri: sen kime yazmak istemiştin?
bilinmeyen numara: psikoloğuma?
peri: yanlış numara o halde
bilinmeyen numara: hassiktir ya
bilinmeyen numara: durduk yere deli olduğumu biri daha öğrendi
||
"kafamdaki eksik tahtalarla bizim için bir ev yapacağım"