Günlük. Daha doğrusu bakkalın birinden iki liraya aldığım güzel yazı defterine karaladıklarımı beğenmeyince transfer ettiğim bilgisayarım. Sonra word belgesi çalışmayınca da terfi ettiğim metin belgelerim. İşte günlük derken o metin belgelerini kastediyorum.
Bakkaldan defteri ise okul bitişi direk eve gitmek istemediğimde, sokaklarda volta atarken denk geldiğim bir bakkaldan aldım ve yazmaya başladım. Çünkü biliyordum ki, bu sabah amazon kızıma verdiğim günlük tutma tavsiyesi onun tarafından uygulanmayacaktı. Eh, hal böyle olunca iş başa düştü dedim ve hikayemizi yazmaya odaklandım.
Fakat sonra, bizim beraber bir hikayemizin olmadığını ve korkarım ki hiçbir vakit de olmayacağını anladım. En sonunda heyecanımı paylaşmak niyetiyle aldığım defter, kederime ortaklık etti. Bu hoşuma gitmedi, ama yapacak bir şey yoktu. Olsun, ben uzaktan hayallerimle yaşamaya zaten alışıktım.
***---***
03.08.2018
Bu hikaye, 4n1k karakterlerini içermekle beraber, orijinal kurgulardan bağımsız bir hayran kurgusudur. Kitap, film ve dizi senaryolarıyla paralellik göstermeyecektir. Alternatif bir evrende geçmektedir ve baş rollerimiz Barış Ozansoy ile tuttuğu günlüktür.
Eğer yıkık ve sırık prens Barış'ın gözünden görmek istiyorsanız, bu hikayeye davetlisiniz.
***---***
Mutlu için hayat her zaman ayaklarına bağlanmış ağır taşlara rağmen yüzmek gibiydi. Öyle imkansız bir şeyi yapabiliyordu. Tek başına.
"Bakın, benden ne iyi bir evlat, ne iyi bir kardeş ne de iyi bir abla olur. Beni görmezden gelmek her zaman daha kolay. Herkes için. Benim içinde."
Kafasını iki yana salladı. "O zaman beni de seni de zor günler bekliyor çünkü ben kolay şeyleri sevmem"
Saçlarını tek başına örmeyi öğrenmiş bir kız çocuğuydu mutlu.