Çıkan seslerin ardından nota bitiminde bir ses daha ölüyorsa pianodan,o kişi o sesin avcısıdır.
Avcı,bir hayvanın bedeniydi,bir bitkinin bedeniydi,bir insanın bedeniydi.
Avcı,bir şeytanın bedeniydi. Avcı,bir hayvanın bedeniydi ve avcı bir bitkinin yaprağıydı,avcı bir insanın parmaklarıydı ve avcı,bir şeytanın kalbiydi. Avcının güzelliği,şefkati,merhameti,gaddarlığı,yatıştırıcısı,uykusu bir müzik kutusunda ki melodilerdi.
İşte bu noktada 4 harf 2 hece ve UMUT adında zor bir kelime giriyordu.
Umut:
Olması imkansız bir şey için ağaçların altına kırıntılar bırakmaktır,çalan bir piano notasının ince bir sesidir. Her zaman köşeye sinmiş derin duyguları beyaz perdede ki elbise veya smokin şekli almış halidir. Umut bir kelebeğin kanadının alev almaması kadar yalansa umutsuzluk için en iyi özettir.
Uzun süredir nasır tutmuş parmakları bir türlü ısınmayan,soğuk metalin üzerindeydi. Yılların çetele tablosu,çizgi çizgi parmaklarına damlamış parmaklarında kesikler vardı.
Genç adam bir süre daha bu melodiyle kulaklarına işkence çektirdikten sonra yavaşca müzik kutusunun kapağını uzun bir süre açmamak üzere kapattı,artık iki kişinin daha eksildiği bu evde tek başına,koltuklardan birinin üzerine rastgele oturmuştu.
Sakinliği ve sessizliği karanlığı korkutuyordu.
Gök gürültüsünden önce gelen ışık hızı evini bir kez daha aydınlattı ve aynı melodi,evin içinde tekrar çalmaya başladı. Bütün ifadesizliği yok olan genç adam hızla karanlıkta belli olan donuk mavi gözlerini arkasına çevirdi,acı bir süreliğine karanlığın kuytu köşelerinde dizlerini karnına çekmiş korku dolu gözlerle olacakları izliyordu.
Aylar önce kaybettiği şey ona yaklaşırken,genç adam onu selamlamak için saygıyla ayağı kalktı.
# Gençkurgu-- Fantastik #
# 3. Fantastik
# 1. Akademi
# 1. Büyü
# 1. Ejderha
# 1. Efsane
# 1. Elementler
# 1. Krallık
# 1.Takıntı
# 1. Savaş
- Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin !
Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı.
Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu.
- Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu.
- Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim.
****************
İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti.
Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.