"Gözlerimin içine bak ve seni istemiyorum de, yemin ediyorum bir daha asla görmezsin beni"
Tırnaklarımı avuç içlerime batırdım, ne yaparsam yapayım içime oturan ağırlık gitmiyordu. Derin bir nefes aldım. Gözlerimi yan duvardaki tablodan alamıyordum, oysa onun gözlerine bakmak benim için kolay olmalıydı.
Hadi ama bildiğin bakamıyordum işte.
Ama yapmak zorundaydım, yapmalıydım. Derin bir nefes daha aldım ve tam gözlerinin içine baktım.
"Seni istemiyorum"
Gözlerindeki hayal kırıklığı elle tutulur cinstendi. Sanki elimi uzatsam kırıklarını toplardım.
Sonra gülümsedi. Ama bu gülümsemeden nefret ettim, çünkü hiç tanımadığım şekilde soğuk ve tekinsizdi.
Omzuma çarparak yanımdan geçti, ve gitti.
Ama bilmiyordu ki kalan, gidenden daha çok yanardı.