
Kumral saçları karın üzerine dağılmış ve yüz üstü duruyordu. Yavaşça ilerlediğimde açıkta kalan boynunda ve alnından çenesine doğru akmakta olan kanlar vardı. Beyaz teninde kanın rengi vardı... Hareketsiz duran bedene doğru ilerlemeye devam ederken içimde büyüyen endişe ruhumu yutmak istiyordu. Korku, kalbimi deli gibi attırıyor, nefes alışverişlerim sıklaşıyordu. Bedenin yanına vardığımda ise yüzünü görmeye çalıştım lakin saçları örtülü olduğu için bunu başaramadım. Titreyen parmaklarımla hareketsiz bedenin kolundan tutup hızla çevirdiğimde bir çuval gibi yüzünü dönüp yığılmıştı. Birazda olsa açılmış yüzünü görünce gözlerim dehşetle açıldı bu kez. Nefesim kesilirken bedende bakışlarımı gezdirirken kalbinin oyulmuş olduğunu gördüm. Dudaklarımdan ormanı ayağı kaldıran bir çığlık firar etti. Ağaçların dallarına gizlenen kuzgunlar, bu acı dolu çığlıkla gökyüzüne doğru feragat etmişlerdi. Haykırışım dağların eteklerinde olan karları devirmek üzereydi neredeyse. Mavinin yoğun olduğu gözlerimde yaşlar süzülürken göğsümün ortasında yok etmek isteyen bir ateş yandı.All Rights Reserved