Hey, bu hikayenin adı ya da resim ya da her ne ilgini cektiyse bu beni mutlu etti,umarım okumaya başlarsın ve beğenirsin. Öncelikle bu benim ilk hikayem. Bu nedenle kendimi ve hikayelerimi geliştirebilmek adına yorumlarınız -iyi, kötü- benim için gerçekten çok önemli. Hikayem 2 yıl önce kız kardeşini kanserden kaybetmiş, sevgilisi tarafından terk edilmiş bu nedenle hiçbir erkeği hayatına dahil etmeyen, sıradan bir hayat yaşayan bir öğretmenle ilgili. Hayat hiç hayalini bile kuramadigimiz surprizlerle doludur. Ancak çok azımız bu mucizelerin farkındadır. Işte bu hikayede bu tip şanslara inancını yıllar önce yitirmiş birinin geçirdiği değişimleri okuyacaksiniz. Benimle kalin ve yorumlarinizi eksik etmeyin!
Yetişkin okurlar için uygundur!
Bir Mahalle Hikâyesi...
Çok daha fazlası...
✨
"Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı.
"Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi.
"Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?"
Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu.
"Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.