Mert?" diye sormakla kaldım. Ne diyeceğimi düşünmek için durdum fakat ani sorusu beni engelledi. "Kimsin?" Kabarık saçlarım yüzümü görmesini engelliyordu ki bu soruyu sormuştu. Kafamı çevirmeden önce onu yanıtladım; "Ben Farah." Ani şaşkınlığı beni tamamen uzaklara götürmüştü. Çünkü onu şaşırtmak hep çok zordu. Ben başarmıştım. Uzun süren sessizliğin sonunda cevap vermeyeceğini anladığımda gözlerimi kırpıştırıp ciddi halime döndüm, "Toparlan, gidiyoruz." Emir vermemden dolayı sinirlenmiş olmalı ki belli etmemeye çalışarak kaşlarını çattı. "Nereye?" "Eve. Türkiye'ye"