Eskiden, çok eskiden bir efsane vardı. Efsane şöyle diyordu:
Ulu dağlar arasından geç yolcu.
Eğer ki sen beklenilen kişi isen,
Önünde bir yol belirecek.
Ateş Böceklerinin kenarlarında durduğu,
Bir patika sana yol göstericek.
Takip et. O yolun sonunda seni,
En güçlü büyüler ve hayaller,
Bekliyor olacak.
Seni karşılayan yüce ırka saygı duy.
Onlar senden yücedirler.
Eğer olman gereken kişi olmuşsan,
Olman gereken yere,
Senin için var olanla gideceksin.
Ve sen ilk ve son tanrıça adına yemin ederim ki,
Sen Muajin olacaksın.
En yüce olan adına yemin ederim ki,
Sen o olacaksın.
Bir ülkeye hükümdar,
En zor zamanlarda insanlara destek,
Kıtlıkta, felakette, zalim hükümdarda,
Ortaya çıkacak ve adaletinle,
Gücünü göstereceksin.
İnsanlar senin adına adaklar verecek,
İnsanlar sana dua edecek.
Ve sen bunları bilmeden,
Büyüyeceksin.
Daha sonra kuşunu serbest bırakacaksın.
İşte o zaman o kadim sana her şeyi anlatacak.
O kadim toprağa ayak bastığında,
Tüm dünyada derinden bir sarsıntı olacak,
Büyük bir rüzgar esecek,
Güneş ve ay aynı zamanda gökyüzünde olacak.
Ve kehanet gerçekleşecek.
Për Muajin.
"Çok yakınımdasın kedicik. Dikkat et, ısırabilirim."
"O halde sana yeni bir bilgi daha çıngıraklı." Öfkesi birden çekilmişti. "Bir Aslanın dişleri de çok keskindir. Dikkat et. Ben sadece ısırmam, parçalarım."
"Vay be!" dedim hiç oralı olmadan. "Nasıl korktum fark ettin mi? Titriyorum yine."
Sessiz kaldı ama hala belimde duran eli sıkılaştı. Birden tüylerimi diken diken edecek bir şey yaptı. Dişleri boynuma sürttü. İnce derisini çekip örseledi. "Ödeşelim ister misin..." dedi, nefesi boynumu yalayıp geçti ve Lian ekledi. "...çıngıraklı?"
---
Assra Marian Sallister... Bir Ak Yılan prensesiydi ama ummadığı bir ihanetle kendini bir Aslan prensin pençeleri altında buldu. Şimdi ya o Aslanı öldürecekti ya da...
Hayır, başka bir seçenek yoktu.
Onu öldürecekti!
*Ejder Ateşi Serisi
1. Kitap: Yılan Yuvası (Tamamlandı)
2. Kitap: ...
3. Kitap: ...
4. Kitap: ...