FERİS
  • Reads 2,030
  • Votes 1,234
  • Parts 16
  • Reads 2,030
  • Votes 1,234
  • Parts 16
Ongoing, First published Aug 19, 2018
Ölümsüzlükten kurtulmak için ölümsüz olmadığı yıllara yolculuk eden bir adam ve peşinden sürüklenen sevdiği kadın...

Fakat çocuk oldukları yıllara döndüklerinde bedenen de çocuk olmanın nasıl bir his olduğunu tahmin edemezlerdi. 

Geçmişi hoyratça değiştirdiklerinde sonuçlarının ne olacağını kim bilebilirdi ki?

***
"Güzel Feris" diye mırıldandım. "Kaç yaşında olursan ol seni seveceğim. Ölmene müsade etmem. Öyle bir yol bulacağım ki bizim kurtuluşumuz olacak."

***
"Belki de gittiğimiz geçmişte Karien'le aynı kaldırımda yürüyeceğiz. Ama birbirimizi tanımayacağız. Belki de yıllar sonra komşu olacağız. İkimiz başka kişilerle evlenmişiz. Onun çocukları benim bahçemdeki çiçekleri ayaklarıyla çiğniyorlar... Karısı çocuklarıma şeker veriyor."

***
"Yardım et Tanrım. Hafıza beyinde midir? Bilim bir kenara... Yaşadıklarımız ruhumuzda iz bırakmaz mı Tanrım? Geçmişe gitsek de anılarımız bizde kalmaz mı?"

***
"Söylesene Tanrım. Çok gülenin çok ağladığı gibi çok ağlayan da çok güler mi?"

***
''Bana bir kez güler misin Feris? Ama ne olur son kez olmasın.''
All Rights Reserved
Sign up to add FERİS to your library and receive updates
or
#142zamandayolculuk
Content Guidelines
You may also like
Bir Moğol Hikayesi- Hülagü Han {Tamamlandı} by CopyCatSlayer
45 parts Complete
(bxb) Eceli gelmeden ölmek nedir bilir misiniz? Hayatın yavaş yavaş anlamını yitirmesi ve yaşadığımız olayları o veya bu sınıfına koyamayıp yaşarken ölü konumuna düşmek? İşte bu sessiz sedasız intihar etmektir. Çok iyi hatırlarım babam başkalarına sert davranırdı. Annemse başkalarının acılarını paylaşırdı. Bugün ise annem öldü babam da bulduğu bir kadınla çekip gitti. Neden beni almadı diye sorarsanız da sebebi lanet bir "homo" olduğum için. Bu eşcinsellik yüzünden duymadığım hakaret ve yemediğim dayak kalmamıştı. Evden, çevreden hatta okul arkadaşlarımdan bile!.. Şimdi de bana babamdan yadigar kalan o sertliği kendime yönelttim. Babam gibi çektiren de annem gibi çeken de ben oldum. Ve hikayemin kapanış sahnesi olarak kalbim paramparça kırılmış ve taş gibi katılaşmış şekilde bu dünyayı terk ediyorum... En azından ben öyle planlıyordum ama öldürmeyeni Allah öldürmüyor derler ya. İşte tam olarak başıma gelen bu oldu. Kendimi attığım uçurumda yaşamımın son bulmasını beklerken ; yürekleri allak bullak eden, göğü parçalayan tiz çığlıkların arasında bulmuştum kendimi. Yerde yatan cesetler ardında kaçışan kadın, erkek ve çocuklar ; hemen arkalarında yeri göğü inleten küheylan gibi atlarla sert, cesametli, iri yarı, hayvan postlarıyla bezenmiş, hafif gözleri çekik adamlar gözdağı vermek istercesine bağırıyor önüne kattıklarını kılıçtan geçiriyorlardı. Ben ise anlamadığım bir şekilde bu kargaşanın ortasına düşmüştüm.
You may also like
Slide 1 of 10
Bir Moğol Hikayesi- Hülagü Han {Tamamlandı} cover
MAFYANIN KÜÇÜK TUTSAĞI cover
Kayıp Yüzük cover
SALGIN cover
Küçük Bir Işık  cover
Sahil kenarı // BXB cover
 ᴘsɪᴋᴏᴘᴀᴛ[Bitti] cover
ASKERİM;)/TEXTİNG  cover
Gerçek Ailem-Gece cover
Kimsiniz?/Texting  cover

Bir Moğol Hikayesi- Hülagü Han {Tamamlandı}

45 parts Complete

(bxb) Eceli gelmeden ölmek nedir bilir misiniz? Hayatın yavaş yavaş anlamını yitirmesi ve yaşadığımız olayları o veya bu sınıfına koyamayıp yaşarken ölü konumuna düşmek? İşte bu sessiz sedasız intihar etmektir. Çok iyi hatırlarım babam başkalarına sert davranırdı. Annemse başkalarının acılarını paylaşırdı. Bugün ise annem öldü babam da bulduğu bir kadınla çekip gitti. Neden beni almadı diye sorarsanız da sebebi lanet bir "homo" olduğum için. Bu eşcinsellik yüzünden duymadığım hakaret ve yemediğim dayak kalmamıştı. Evden, çevreden hatta okul arkadaşlarımdan bile!.. Şimdi de bana babamdan yadigar kalan o sertliği kendime yönelttim. Babam gibi çektiren de annem gibi çeken de ben oldum. Ve hikayemin kapanış sahnesi olarak kalbim paramparça kırılmış ve taş gibi katılaşmış şekilde bu dünyayı terk ediyorum... En azından ben öyle planlıyordum ama öldürmeyeni Allah öldürmüyor derler ya. İşte tam olarak başıma gelen bu oldu. Kendimi attığım uçurumda yaşamımın son bulmasını beklerken ; yürekleri allak bullak eden, göğü parçalayan tiz çığlıkların arasında bulmuştum kendimi. Yerde yatan cesetler ardında kaçışan kadın, erkek ve çocuklar ; hemen arkalarında yeri göğü inleten küheylan gibi atlarla sert, cesametli, iri yarı, hayvan postlarıyla bezenmiş, hafif gözleri çekik adamlar gözdağı vermek istercesine bağırıyor önüne kattıklarını kılıçtan geçiriyorlardı. Ben ise anlamadığım bir şekilde bu kargaşanın ortasına düşmüştüm.