''Çok özledim seni.'' Mihri dilini tutamayıp kalbinden konuştu. Zaten onun yanında aklı çalışmıyordu ki! ''Ben de...'' Bir ağabeyin kardeşine verebileceği normal bir cevaptı aslında bu. Ama ne Arslan Mihri'nin ağabeyiydi, ne de Mihri Arslan'ın kız kardeşiydi. Mihri doğduğu gün Arslan ağabeylikten azad edilmişti. Zaten ondan değil miydi Ahsen'in oğluna hasreti... Zaten ondan değil miydi Arslan'ın sebepsiz kaçışı... Liseden beri uzak duruşu... En çok ihtiyacı olduğunda ailesine uzaktan bakışı... Kalbin atışı kaderin sesiydi ve kader konuşunca insan hep susardı. Arslan da susmuştu. Kaderine boyun eğip, geri çekilmişti. Başka şansı yoktu. ''Bir daha gitmezsen özlemezsin...'' Mihri'nin söylediğine tepkisiz kalan Arslan sıkıntılıydı. Çünkü biliyordu ki kalıcı olarak gelmemişti buraya. Bu gün değilse yarın dönecekti. ''Ee hediyemi görebilir miyim?'' Sessizlik hoşuna gitmeyince istemese de ayrıldı Arslan'ın kollarından. Arslan da toparlanıp az önce duvara dayadığı çerçeveyi eline aldı. Mihri'ye uzatırken sanki gözleriyle kalbindekileri söylüyordu. Gözleri sevdiğini haykırırken dili susuyordu. Kalbi bas bas bağırırken, aklı öylece duruyordu. *** Ah Sende'nin yakışıklısı Yavuz Arslan Miroğlu ve güzel karısı Ahsen Karahan Miroğlu'nun çocuklarının hikayesi... Ay'ın Güneş'e olan imkansız aşkının hikayesi... NOT: AH SENDE adlı kitabın devamıdır. Konular birbirinden bağımsızdır. Sadece karakterleri ortaktır. Önce onu okumanızı tavsiye ederim. Fakat okumadan da anlayabilirsiniz. ~~Tüm hakları saklıdır, herhangi bir çalınma, izinsiz kopyalanma durumunda tarafımdan yasal işlem başlatılacaktır. ~~All Rights Reserved