Bırakacağını , yine gideceğini anlayan kalbim delirirken durmadım. Acıyla çığlık çığlığa bedenimi ona ittim. Ayrılan dudaklarımız ayrılmak istemezcesine buluştu tekrardan.
Bırakma.
İtmedi , bırakmadı , yumuşak dokunuşları ilk defa kendisini terk ederek sahiplenircesine kavradı ruhumu.
Sahiplenecekti ruhu ruhumu.
Bedenimde dans eden hisler vardı. Zihnimi usulca üşüten, kalbimi sızlatan. Tenimde gezen milyon düşünce vardı ve onlardan biri de oydu.
Karanlıkta onun kucağından ayrılmayan bedenim seyehat halindeydi. Bir an olsun ayrılmayan bedenlerimizle gözlerim etrafı görmüyordu.
Elimi tuttuğu gibi O depodan kaçarcasına geldiğimiz yer nereydi bilmiyordum , görmüyordum. Gözlerim gözlerinden ayrılmazcasına mühürlüyken ,mekan silinikti. Sırtım soğuk çarsaflara değdiğin de bile onun serabından kaçamadım. Kaçmak istemedim . Onun yatağının kokusuyla sarmalanan bu yatakla gülümseyerek kendimi geriye attım.
Sıcak hislerim ne bir krize tutundu ne de ondan uzaklaştırdı beni. Hızlanan nefeslerim göğüs kafesimi delerken onun merhametinde kayboldum.
Bir adamın sevgisinde yandım.
Beynime saplanan binlerce ağrıyı tatlı tatlı sızlatan adam , fısıldadı yaşam sözlerini.
Geçecek..
Krizimle deliren bedenimi bedeniyle hapsedip acımı ona döndürdü. Ne ilaca ihtiyaç duydum ne de acının mahkumiyetine.
Heyecanla kasılan midem kalbimle bir olup beni sarhoş etti.
Hiç tatmadığım onun ruhuyla birleştiren gözlerinde kayboldum.
Bedenlerimizin arasında zihnim kayboldu , kalbim ise saplı kaldı.
Bir ömür , bir adamla kalplerimize sahip olduk, bedenlerimiz gibi..
Vedamızı birbirimize sunduk..
●🍷