"Lütfen gitme" Göz yaşlarım akarken tekerlekli sandalye ile ona biraz yaklaştım "Özür dilerim.Oğuz abimi durdurmam gerekirdi yapamadım,kendimi kaldıramadım" Bana bakmıyordu fakat ağladığına yemin edebilirdim dönmedi bana yüzünü bakamadım o yaprak yeşili gözlerine son bir defa "Bu senin suçun değil hera.Bu benim kendi aptallığım,kendimle beraber senide sürekli aşağı çekmekten bıktım ve tükendim" Hıçkırdım,göz yaşlarım sanki onları tutan bir baraj varmış ve o baraj'ın yıkılmasıyla özgürlüğünü ilan eden su gibiydiler. "Sen beni asla kendinle aşağı çekmedin.Seni çeken bendim! Senin sorunları bir toz parçası gibiymiş gibi umurasamayıp kendi sorunlarımı bir dağ haline getirdim.Lakin dağ olan seninkiydi ve benimkinin yanında bir everest kalıyordu" dudaklarımı birbirine bastırdım "Lütfen gitme belki o dağı yıkabilecek kadar güçlü değilim ama elini tutarak seninle beraber ne kadar yüksek olursa olsun o dağ çıkacabilecek kadar güçlüyüm " °°° Hera Eslina Sadrazade... 4 abisi ve 1 ablası olan kanadalı bir türk. Yaz tatili için geldiği İstanbulda yazın sonunu iyi anılar ve yeni arkadaşlarla bitirmeyi umurken onu bekleyen ve onda kötü izler bırakacak olaylardan habersizdi Not; bu hikaye tamamen şahsıma aittir ve kendi kurgumdur