Benim varoluşum, senin hayatına büyük bir iz... --- "Çok güzel olmuşsun." dedi ve kocaman gülümsedim. "Ancak bebeğim bunu giyemezsin, bu çok açık." Ve gülüşüm aynı hızla soldu. Beklediğim bir şeydi ama ne bileyim işte. "Aşkım lütfen." dedim cilveli bir tonla. Bakışları kararırken ona doğru adım atmaya başladım. Her bir adımımda gözleri bacaklarımda ve göğüslerimde mekik okuyordu. En son dibine kadar geldiğimde şımarık bir tonda konuşmaya başladım. "Bir seferlik giyineyim bari." Gözleri itiraz edercesine kısıldığında konuşmasına izin vermedim ve devam ettim. "Hem bana kimse senin yanında bakamaz ki," Ellerimi omuzlarında gezdirdim ve o da o sırada ellerini ince belime sarıp sertçe kendine çekti. "Sen gözlerini oyarsın." "Hımm." dedi boğuk sesiyle ve elleriyle belimi okşadı. Bakışları sadece ve sadece dudaklarımdaydı. "Öyle diyorsan, öyledir." "Öyle tabi." dedim kısık bir sesle ve tam amacıma ulaşıp geri çekilecekken sertçe çevirip dudaklarıma yapıştı. Gülümsediğimde o da gülümsedi ve fısıldadı. "Kaçabileceğini mi sandın hemen?" Cevap vermeme fırsat vermeden alt dudağımı dudaklarının arasına sıkıştırdı ve büyük bir açlıkla öpmeye başladı. Karşılık veremeyeceğim kadar hızlıydı. Bedenimi geri geri yürütürken hala öpmeye devam ediyordu. Canımı acıtacak bir sertlikle öpüyordu. Ayaklarım yatağa değdiğinde geri çekildi elinin birini eteğimin yırtmacında gezdirdi...