Kaf Dağının da Ötesinden
  • LECTURAS 6,155
  • Votos 1,131
  • Partes 68
  • LECTURAS 6,155
  • Votos 1,131
  • Partes 68
Concluida, Has publicado ago 24, 2018
Ben bir masal gezginiyim. O masal bu masal geziyorum. Bir ejderham var. 

Aslında onunla pek çok şey yapıyoruz ama elbette en çok masalları gezip ortalığı karıştırmayı seviyoruz. Mesela bir keresinde Külkedisi'nin ayakkabısını saklamıştık prens bulamasın diye... Sonra Pamuk Prenses'in kafasını karıştırıp yedi cücelerle buluşmasını engellemiştik. Peter Pan'a büyüme iksiri içirmiş, Keloğlan'ın Karakaçan'ını kaçırıp fidye istemiştik. Alaaddin'in sihirli lambasındaki cini özgür bırakmış, Uyuyan Güzel'in yüzüne uyurken boya yapmıştık. Rapunzel'in kuaförü, Kötü cadının sadık hizmetkarı rolüne bürünmüştük. 

Masalları karıştırmak çok zevkli! İnanın bana masalın devamı hiç tahmin edemeyeceğiniz bir şekilde gelişiyor. 

Ben Kaf dağının da ötesinde yaşıyorum. Can dostum ejderham ve sınırsız hayal gücüm dışında hiçbir şeyim yok ve gerek de yok.

Fakat sanırım bu sefer başım biraz dertte. Karıştırmak için girdiğim bir masalın içinde sıkışıp kaldım ve olaylar hiç beklemediğim bir hızla ilerliyor. 

Masallar birbirine girmiş durumda. Prensler, prenseslerini karıştırmış; kötüler rakiplerini şaşırmış halde ve kafayı bana fena takmış intikam meraklısı biri peşimde, bana aşık olduğunu iddia eden bir yankesiciyse iyice canımı sıkmakta...

Özel güçlerim ejderhamla birlikte Kaf dağının ötesinde kaldı. Boyutlar arasında sıkışıp kalmış durumdayım, masallar içinde yitip gitmek üzereyim. 

Galiba bu sefer yaramazlığı biraz abartmışım ha?

(13-14 yaşındayken yazdım, düzenlemeye üşeniyor ve kaldırmaya kıyamıyorum.)
Todos los derechos reservados
Tabla de contenidos
Regístrate para añadir Kaf Dağının da Ötesinden a tu biblioteca y recibir actualizaciones
O
#314prens
Pautas de Contenido
Quizás también te guste
KIZIL GECE  de DuruMavii
85 Partes Concluida
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) de Maral_Atmc6
72 Partes Continúa
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
40. SENFONİ de _ecem_araz_
30 Partes Concluida
Komiser yavaşça karşısındaki kadına yaklaştı. Gözlerini dikip bir süre süzdü. Sonra geri çekilip dikleşti ve elindeki dosyayı masaya fırlattı. Masaya konulan dosyaya gülerek bakan kadın gözlerini komisere doğrulttu. Komiser ise yerine oturup masaya doğru eğildi. Kadının gözlerinin içinr baktı. "40 erkek." dedi. Sonra dosyayı açarak düşünceli bir şekilde cümlelerine devam etti. "40 tanesi hadım edilmiş. 40 tanesinin 8 parmağı var. 40 tanesi dayaktan komada... Toplam 120 kişi. Ve hepsi erkek. Neden erkek? Veya neden hep işkenceler 40 da bırakılmış?" Kadın bir süre karşısındaki başkomiserine baktı. "Bence bu olanlar erkek milletinin yaptığı iğrençliklerin karması. Ayriyeten dosyaya bakıyorumda bu adamlar tacizciler, karısını dövüp öldürenler, sapıklar... Çocuk tacizcileri bile var. Aslında bir yandan insanın bunu yapanları tebrik edesi geliyor. Ancak her insanı kendi kanunumuza göre yargılayamayız, değil mi? Ve sayıları neden 40. Bir nevi 40. senfoni gibi bir şey bu. 40. olduğunda bittiğini sanıyorsun ve o sesler kulağında yankılanmaya devam ediyor. Ama sonra tekrar başlıyor ve tekrar devam ediyor. Bu senfoni huzurlu gibi. Çünkü bu adamlar mahkemenin vereceği cezadan daha ağırını alıyorlar. Ama tedirgin eden... Bunu yapan kişilerin çığırdan çıkma ihtimali." Kadın dosyaya baktı ve "Komiserim... Eğer bu 40.senfoni biran önce durmazsa içimize işleyecek ve biz kafalarına göre adam yaramalarını kabullenmeye başlayacağız." dedi ve dosyayı kapattı.
Quizás también te guste
Slide 1 of 10
KIZIL KURT_2 ( Mühür) cover
KIZIL KURT_1( Alfa) cover
Zamansızların Ardından  cover
KIZIL GECE  cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
40. SENFONİ cover
aswium 'tk cover
ÖLÜM MESAJI cover
EJDER VARİSİ  (TAMAMLANDI) cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover

KIZIL KURT_2 ( Mühür)

41 Partes Continúa

Hayatı bir anda alt üst olan Belçin, Kam'ın emri ile oldukça tehlikeli bir yolculuğa atılmak zorunda kalmıştır. Boysan ve arkadaşları bu yolculukta onu asla yalnız bırakmayacaktır. Bütün zorlukların yanı sıra birde mühürlenme gerçeği ile yüzleşen Belçin'in hayati artık eskisi gibi olmayacaktır. KIZIL KURT_1(Alfa) ' nın devam serisi... İlham kaynağı Türk mitolojisidir.🐺