''Seni ilk gördüğümde anlamıştım, sende bir şeyler vardı. Farklıydın. Her şeye gülerdin ama en ufak şeye ağlardın. Aslında sende dikkatimi ilk çeken şey gözlerin olmuştu. Gökyüzü gibi masmavi olan gözlerinde hafif grilikler vardı. Ve onu gördüm. O ufak grilerin ardında belli belirsiz, buğulu bir hüzün vardı. Ve kendime söz verdim. Bir gün seni öyle mutlu edecektim ki, gözlerinde o parıltıdan eser kalmayacaktı. O çok sevdiğim gözlerin, hep mutlulukla parlayacaktı. Ve ben sözümü tutmaya devam ediyorum.''
Yağan yağmur, her ne kadar gözyaşlarımı gizlemeyi bir nebze de olsa başarsa da, ağladığımın farkında olduğunu biliyordum. Çünkü o, beni benden iyi tanıyordu. Çünkü o, beni benden çok seviyordu...
''Başardın.'' diye fısıldadım gözlerine bakarak. Doğru söylüyordum. Yalan diye bir şey şuan için hiçliğe karışmıştı. O, beni dünyanın en mutlu insanı yapmıştı.
Bana sarıldı.
Ağlıyordum.
Ağlıyordu.
Mutluydum.
Mutluydu.
Huzurluydum.
Huzurluydu...
-itzlavinia
Do ğum gününde terk edilen Meyra Akay, kısa süre sonra hamile olduğunu öğrenir. Bebeğinin babasının ona destek olmayacağından emin olan Meyra'ya umut hiç beklemediği yerden doğar. Aynı hastanede çalıştığı ve sürekli didiştiği doktor Yaman Yürekli, yıllardır aşık olduğu kadının en büyük destekçisi olur.
Bu süreçte yaptıkları anlaşmalar ikisinin arasında kalsa da bazı anlaşmaların altında kalbi karıştıran bir gerçek yatar.'