Anlatırken Çok Zorlandım

Güneş doğarken veya batarken, her zaman anlatırken çok zorlandım. Dilin ardında kalması gerekenler gizlice dökülürdü de engel olunmaz.

Güzel olan yenge, güzel olmayan bakışlarıyla önce Selma'yı, daha sonra evi süzdü. Memmuniyetsizliği ayan beyan ortadaydı. Saklamaya bile cüret etmiyordu. Selma amcasının elini öptü, yengesinin eline uzandı. Dudakları eliyle buluşamadan yengesi kendine çekti Selma'yı. Şöyle gelişi güzel bir sarılıp bıraktı. Kolunun yarısına kadar olan bileziklerini şıngırdata şıngırdata eve girdi. Amcası arabanın bagajından poşetleri çıkarırken Selma kaçamak bakışlarla süzdü içinde kendine gülen pahalı meyveleri. Gerçi Selmalara göre bütün meyveler pahalıydı. Elma hariç. O köyde yetişirdi çünkü