İSTANBUL ÇİRKİNİ

"Becereksizsin kızım sen."

Dedi bana. E şu an beni kışkırtıyor.

"Yaparım lan. Hadi bana iş ver, yapayım da gör sen gününü."

Ellerimi birbirine sürttüm.

Çarpık bir şekilde güldü.

Çemçük Ağızlı.

"Ahırı umarım temizleyebilirsin."

Hass.

korku dolu gözlerle ahıra bakıyordum. Kafamı çevirdiğimde beni izliyordu. Kendimden emin bir şekilde gülümsedim. Bu gülümseme korku dolu bir gülümseme olarak, umarım ona yansımamıştır. Amin, çok Amin.

"Bak görüceksin oğlum, burası cillop gibi olucak."

"Bir saatin var, İstanbul Çirkini."

Kollarımı sıvadım ve ahırın kapısına doğru ilerledim.

"Ay!"

Tırpan mı, Tırpık mı o şeyin ucuna basınca sopası kafama geldi ve dengemi sağlayamayıp, popomun üzerine düştüm. Başımı ona çevirince bana sırıtıyordu.

Terliksi Hayvan.

Öküz,

47 kromozomlu,

Tek hücreli.

Kapıyı açtım ve içeri girdim. İçeride çok ağır ve kötü bir koku vardı. Koluma bir şey sürtündüğünde kafamı oraya çevirdim.

"Aaaaaaağğ!"

Koşarak çıktım ahırdan. Koluma ineğin o dışkılı kuyruğu değmişti. Lanet girsin.

"Beceriksiz."

"Yapıcağım lan sana inat."

Bu sefer olucak.

3 Saat Sonra...

El arabasına koyduğum dışkıyı tuhaf bir yere boşalttım. Eldivenlerimi ve Maskemi çıkardım.

Cidden ölmüştüm. Ağzıma maske takmıştım ve ellerimde eldiven vardı.

"Ahır bitti.

"Sana bir saat vermiştim."

Dirseğimi kaldırıp tam suratına geçireceğim sırada Gülçiçek teyze

"Aman kızım. Niye kavga ediyorsunuz?"

"Şakalaşıyoruz Anneciğim."

"he iyi iyi tamam." Gülçiçek teyze gittiğinde.

"Bak görüceksin oğlum sen. Burada ki tüm işleri yapacağım."

"Şakacı kız seni."

♥

Ailesinin zoruyla köye, Babasının yakın arkadaşının yanına gönderilen Arya'yı Aşk yakalayacak mı bakalım?

Arya ve Efe.

İkiside inatçı keçi.

laz inadı var ikisinde de.

bakalım aşk ikisinin de inadını kırabilecek mi?