GÜN DOĞUMU
  • Reads 6,579,381
  • Votes 244,099
  • Parts 83
  • Reads 6,579,381
  • Votes 244,099
  • Parts 83
Complete, First published Aug 30, 2018
"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu."


Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam.
Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı.

Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın.
İstanbul'un en büyük hastahanesinin güzide kalp cerrahı,doktor Roza'sı.

🍁

Planladıkları bir hayat onları bir araya
getiremezdi. Getirse bile onlar istemezdi. Baran evleniyordu. Sevdiği kadın ile mutlu bir yuva kurmaya hazırlanıyordu. 

Roza doktorluk hayatında yeni bir o kadarda iddialıydı ve büyük kariyer hedefleri vardı. Bir de kendisini canından çok seven sevgilisi.

Fakat hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerden ibaretti. Kendi irademiz ile kurduğumuz hiçbir plan kaderimizin önüne geçemezdi. 

Ve Kader;

Onları bir araya getirmeye kararlıydı. Hem de çok kötü şartlar altında. Roza,Baran ile tanışacaktı, ona sevdiği kadının ölüm haberini vermek için. 

Baran,Roza'nın peşini bırakmayacaktı. Sevdiği kadının ölümüne sebep olduğu için. 

Fakat yine habersizlerdi. Onlar ölümün pençesinde dolaşırken, kader son kozunu oynayacaktı. 

Ve yapılan hiçbir plana dahil olmayan,ortaya ateş gibi düşen bir evliliğe kurban gideceklerdi.

•Yayımlanma tarihi : 31/08/2018
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add GÜN DOĞUMU to your library and receive updates
or
#1000aşk
Content Guidelines
You may also like
Gül Yangını | Musa'nın Direnişi by togankuter
74 parts Complete
*Gül Yangını'nın dördüncü kitabına dahil edilecektir. ''Yaşlanmış ama bir o kadar da kuvvetli adam halkına doğru baktı. Binlerce kişi ona sadece 'Yapamazsın!' diyordu. Sonra bakışlarını diğer tarafa çevirdi. Korkutucu bir deniz gördü. O da aynı şeyleri söylüyordu. Musa ve kavmi, Firavun ve ortalığı birazdan yakıp kavuracak ordusuyla karşı karşıya kalmıştı. Bir tarafta Musa'yı dalgaları arasında boğabilecek bir deniz, diğer tarafta ise hiç olmadığı kadar hiddetli bir ordu... Elindeki asayı sıktı. Sapını sıkıca kavradı, kavminin çaresiz bakışları altında denize doğru yaklaştı. Sular ayaklarını küçük dalgalar sayesinde yalamaya başladı. Sonra olan oldu. Asayı üç kez toprağa vurdu, bir atın toynaklarının toprağı deşmesi gibi yapmıştı bunu. Firavun'un ordusu da bir yandan yaklaşıyordu. Herkes telaşlıydı. Uslanmaz deniz, ilahi bir emir almışçasına, ikiye ayrıldı. Musa, kavmine 'Yürü!' diye bağırdı. Halkı da denileni yaptı. Koskoca kavim denize yürüdü.'' Kurgu ve betimleme yazarı olan Toğan Kuter Eren, serinin ilk kitabı olan Musa'nın Direnişi ile mükemmel bir tarihi kurgunun kapılarını aralıyor ve sizi yıkılmışlığa, yorulmuşluğa, yılgınlığa karşın, yeniden doğrulup "Hiçbir şey bitmiş değil, her şey şimdi başlıyor!" diyen bir umutla, kendi içinizde, kendi ruhunuzun yollarında bir yolculuğa davet ediyor. İlk sayfasını okumaya başlamakla yola koyulun. Hadi!
LAHZA  s o n  d e m  (TAMAMLANDI) #wattys2020 by asosyalimbenn
37 parts Complete
-Wattys 2020 Romantizm Kazananı- Adamın üzerimdeki baskısıyla köşeye sıkışmıştım. Ona dokunup üzerimden atmak istiyordum ama bunu yapamıyordum. Sanki felç geçirmiş gibi kalakalmıştım. Ne konuşabiliyordum ne de hareket edebiliyordum. Fakat artık bundan oldukça rahatsızdım. Sağ elimi belli etmeden arkama atıp belimdeki silaha dokundum. Onun varlığı niyeyse bana güç veriyordu. Adam sağ elini başımın üzerinden arabaya koyduğunda kaçabilecekmişim gibi geriye gittim. Daha fazla gidemiyordum. Yok olmuyordu. Böyle devam edemezdim. ''Size hiçbir şey vermek zorunda değilim!'' Adamın göğsüne ellerimi koyup tüm gücümle ittirdim. Yaptığıma direnmedi birkaç adım geriledi. Bana alan açılınca duruşumu dikleştirip ben de birkaç adım öne doğru attım. Bu sefer gerileme sırası ondaydı. ''Hem siz kim oluyorsunuz? Bana bu şekilde davranamazsınız!'' Sesim haddinden fazla çıkmıştı. Karşımdaki adamın şaşırdığını görebiliyordum. Benden bu denli bir çıkış beklemediği açıktı. Adamın sinirle kasılan yüz kaslarını gördüm bu sefer. Yine bir sinir dalgası benliğini ele geçirmişti. Ben de bundan nasibimi almıştım. Kollarıma yapışan mengene gibi eller öyle sert tutuyordu ki canım yanıyordu. Parmakları kollarımı morartırcasına sıkıyordu. Yüzü yüzüme yaklaşmış gözlerinden çıkan öfke ateşleri yüzümü yakıyordu. ''Kimliğini çıkaracaksın ve arabada ne var ne yok hepsini göstereceksin!'' Bu bendeki bardağı taşıran son damla olmuştu. Kimse bana emredemezdi. Hiç kimse! Kollarımı gevşettiği tutuşundan faydalanıp yarım adım geriye çıktım. Canım ya da bir başka şey şu an umurumda değildi. Belimdeki silahı çekip kalbine dayamamla onun da eş zamanlı aynı şeyi yapması bir olmuştu. Şimdi ikimizin silahı da birbirimizin kalbi üzerinde meydan okuyordu. Ya iki silah da patlayacaktı ya da birimizin öfkesi ateş olup yakıp yıkacaktı.
You may also like
Slide 1 of 20
MAHİ (Mahalle Hikâyesi) cover
HÜKÜMDARIN MİNİĞİ +18 cover
YASEMİN (Tamamlandı)  cover
Surrender  cover
Başına Buyruk! cover
GİZLİ SAYE "SESLENDİRİLDİ" cover
Rıhanın Gelini cover
VİSAL cover
Gül Yangını | Musa'nın Direnişi cover
Love And War ~ Jikook cover
Sır cover
BERDEL (+18) cover
  Sürgün  Sevdam cover
LAHZA  s o n  d e m  (TAMAMLANDI) #wattys2020 cover
KADERİN ÇİZDİĞİ YOL  cover
Mantık Evliliği 2 cover
SENDEN ÖNCE SENDEN SONRA (Tamamlandı) cover
Mafya                                     ( birinci kitap) cover
Mahruyan Uyan!  cover
ŞEDDADİLER cover

MAHİ (Mahalle Hikâyesi)

30 parts Ongoing

Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı. "Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi. "Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?" Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu. "Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.