Story cover for GÜN DOĞUMU by zeynrs123
GÜN DOĞUMU
  • WpView
    Reads 6,824,310
  • WpVote
    Votes 248,069
  • WpPart
    Parts 83
  • WpView
    Reads 6,824,310
  • WpVote
    Votes 248,069
  • WpPart
    Parts 83
Complete, First published Aug 30, 2018
"Birbirimize en yakın olduğumuz an, Gün doğumu."


Baran ARSLANOĞLU: Bir şehre sahiplik yapan gözü kara,delikanlı bir adam.
Mardin'in en büyük aşiretinin başı, Baran Ağa'sı.

Roza KARACAN: İstanbul'da doğup büyümüş azimli,çalışkan bir kadın.
İstanbul'un en büyük hastahanesinin güzide kalp cerrahı,doktor Roza'sı.

🍁

Planladıkları bir hayat onları bir araya
getiremezdi. Getirse bile onlar istemezdi. Baran evleniyordu. Sevdiği kadın ile mutlu bir yuva kurmaya hazırlanıyordu. 

Roza doktorluk hayatında yeni bir o kadarda iddialıydı ve büyük kariyer hedefleri vardı. Bir de kendisini canından çok seven sevgilisi.

Fakat hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerden ibaretti. Kendi irademiz ile kurduğumuz hiçbir plan kaderimizin önüne geçemezdi. 

Ve Kader;

Onları bir araya getirmeye kararlıydı. Hem de çok kötü şartlar altında. Roza,Baran ile tanışacaktı, ona sevdiği kadının ölüm haberini vermek için. 

Baran,Roza'nın peşini bırakmayacaktı. Sevdiği kadının ölümüne sebep olduğu için. 

Fakat yine habersizlerdi. Onlar ölümün pençesinde dolaşırken, kader son kozunu oynayacaktı. 

Ve yapılan hiçbir plana dahil olmayan,ortaya ateş gibi düşen bir evliliğe kurban gideceklerdi.

•Yayımlanma tarihi : 31/08/2018
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add GÜN DOĞUMU to your library and receive updates
or
#296romantizm
Content Guidelines
You may also like
AH SENDE (TAMAMLANDI) by asosyalimbenn
110 parts Complete
Kor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren Rab dermanını da veriyordu ya işte... Dinlemiyordu gönül. Defterin kara sayfası, ardındaki aydınlığı gölgeliyor, o an içinde boğulacakları kör kuyuları andırıyordu. Fakat her karanlığın bir sabahı vardı. Ve her sabah bambaşka bir yapraktı... Yirmi dört yaşında, yüz yaşında insanın hayatına sığdıramayacağı şeyler yaşamış Ahsen -Karahan- Miroğlu, feleğin en sert sillesini sol yanından yemişti. Yürek burkan hikâyesinin en can alıcı yeri silahından çıkan kurşundu. Gerçeğin aksine, kurşunu sol yanından yiyen Yavuz Arslan Miroğlu'nun çiçek açmamış toprakları buz tutmuş bahtına ve Çiyeşan soyuna inat tekrar tekrar yeşerecekti. Kuru topraklar sevdiğinin ellerinde can bulacak, yıllardır karanlığa gömülmüş mazi kendini aklayıp, pirüpak karşılarına dikilecekti. Bunca yıldır onlarca canı katleden kara yazgı gerçeğe kavuşacak ve hikaye baştan yazılacaktı. Yürek kırgındı, vicdan mahcup. Ruh perişandı, beden bitap. Diller lâl, gözler şair... Kaderin kanlı pençesinde kıvranıyordu iki can... Kirli geçmişin gölgesinde çırpınan iki kan... Ve ortak bir düşman... Belki de tek düşman. Yanlış bilinen doğrunun acı gerçeği... Hüda'nın keskin kılıcı ve aşk denilen bataklığın iki kölesi... Yürekli bir kadın, akıllı bir adamın hikâyesi... *** Kapak tasarımı @ayatutulansizofren 'e aittir. ~~Tüm hakları saklıdır, herhangi bir çalınma, izinsiz kopyalanma durumunda tarafımdan yasal işlem başlatılacaktır. ~~
MÂHPARE by msaslann
37 parts Complete
"Çok mu seviyorsun?" diye sordu Arslan dayanamayarak. Ahsen ise usulca salladı kafasını. "Tamam, gel o zaman." Elini bırakıp Ahsenin korkuyla yere bıraktığı bisiklete yöneldi. Bisikleti kaldırdığında aklından geçenden emin olamadı. Bu bisiklet ikisini de kaldırır mıydı bilemiyordu. Fakat denemeden bilemezdi. "Arslan abi?" diye sordu küçük kız şaşkınlıkla. Arslan yakışıklı yüzüyle Ahsene baktıktan sonra önündeki kısma vurdu iki kere. "Bisiklet bisiklet demiyor muydun? Atla hadi!" Arslan Ahsenin kıpırdamadan durduğu yerde kendisine bakarken ki yüz ifadesine gülmeden edemedi. Ardından hemen konuştu. "Hadi mâhpare..." tehdit edercesine devam etti. "Beklemem bak!" Yeşil gözleri hemen açıldıktan sonra vakit kaybetmeden daha doğrusu Arslan abisi fikrini değiştirmeden hareketlendi küçük kız. Arslanın da yardımı ile oturdu önüne. "Mahpare mi?" dedi tam olarak telaffuz bile edemezken. "Hoşuna gitmedi mi?" diye sordu Arslan henüz hareket etmeden. Buna karşılık kafasını salladı hızla Ahsen. "Ne demek ki?" "Ay parçası..." dedi gözleri küçük kızın yeşillerine birkaç saniye takılırken. Ardından hemen toparladı kendisini. "Şimdi?" dedi sorunun cevabını yeniden almak ister gibi. "Şimdi hoşuna gitti mi?" Kocaman gülümsedi Ahsen. Saçlarından yayılan kokunun farkında olmadan bir kez daha salladı kafasını. "Hı hı.." ardından o da yeşillerini kahveleriyle buluşturdu. "Çok güzel." © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz. Mâhpare adıyla yazılmış wattpad üzerindeki ilk hikayedir.
Karanlığın Tutsağı +18 by lyrdaas
52 parts Ongoing
"Benden kaçabilirsin sanıyorsun, ama adımların nereye giderse gitsin, gölgen yine bana ait. Adını bile fısıldamadan yaşayamam; sen, kendini unutsan bile bende kalacaksın." Alpay Aras Demirkıran "Onun karanlığında boğulmakla, onsuz yaşayamamak arasında kaldım... ve galiba ikincisi daha korkutucu." Simay Altan Gazeteci olan Simay, kimsenin cesaret edip eline alamadığı dosya üzerinde çalışmaya başlar. Bu dosya, kimsenin dokunmaya cesaret edemediği mafya patronu Alpay Aras Demirkıran'ın dosyasıdır. Bunun hayatındaki en büyük haber olacağını sanıyordu. Oysa bu, hayatını geri dönüşsüz bir şekilde çalacak adamla tanışmasının başlangıcıydı. Sigara dumanı, yağmur kokusu ve tehlikenin çekici yüzü... Simay, her adımda daha çok karanlığa çekiliyordu. Ve bazen, en büyük hata; gerçeği ararken, onu koruyacak olanın aynı zamanda seni mahvedecek kişi olmasıydı. -Kesit- "Sana olan bu his," diye başladı, parmakları kucağındaki tenimi okşarken. "Bu, sadece bir aşk değil. Bu, benim varoluşumun tek nedeni. Sen, benim son sığınağım, ilk ve tek zaafımsın." Aras... Bu adam... O, bir mafyaydı. Kanlı elleri, karanlık sırları ve tüm dünyayı yönetme gücü vardı. Ama bana baktığında, o kehribar gözlerde gördüğüm şey... o, dünyanın en büyük zayıflığıydı. Ve o zayıflık, bendim. ​Bana "zaafım" demesi... Bu, bir milyon dolarlık mücevherden daha değerliydi. Onun laneti bendim... Eğer ben onun ilk ve tek zaafıysam, oda benim son ve tek sığınağımdı Ve biliyordum ki, bir gün o zaafı için dünyayı yakarsa, ben o alevlerin içinde gülümseyerek yanacaktım. Not:Bu kitapta bol bol smut içerik olacak yani +18 sahneler, argo kelime küfür vb. şeyler ön planda. Rahatsız olanlar okumasın lütfen.
EMANET by aysegulkalayzengin
51 parts Complete
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
You may also like
Slide 1 of 19
Dilhûn cover
Kaçak Gelinღ cover
AH SENDE (TAMAMLANDI) cover
SEV'DAĞLI GELİN  cover
Tutuklu (Tamamlandı) ✔ cover
AĞLA KALBİM cover
KESKİN cover
MÂHPARE cover
KAFES | Töre Serisi cover
Karanlığın Tutsağı +18 cover
(Kitap Oluyor) Kır Kalbimi Ver Elime (Umut Serisi 4) cover
SAFİR cover
SIRMA AİLESİ (Tamamlandı) cover
Döneceksin Diye Söz Ver cover
KIZIL  👑  cover
SEVDA cover
MALKOÇOĞLU cover
Yarı'm #wattys2016 cover
EMANET cover

Dilhûn

17 parts Ongoing

Avuçlarım yalvarırcasına bakıyor gökyüzüne. Gökyüzü gürlüyor. Yanaklarım kıvrılıyor içim soğuyacak diye. Rüzgar çıkıyor. Yağmur yağıyor sanıyorum ve ellerimi biraz daha açıyorum. Elime düşen sıcaklıkla irkiliyorum. Çekinmiyorum ellerimi geri çekmekten. Bekliyorum. Ve sonra farkediyorum. Gökyüzü avuçlarıma yanan anıların küllerini savuruyor. Küllerin üzerine onun resimleri beliriyor. Avuçlarımın içi korlanıyor ellerimi serbest bırakmadıkça. Acıdan dizlerim tutmuyor. Çöküveriyor daha da acı olan sıcak ateşin üzerine. Çığlıklar atıyorum cayır cayır yanmaya başlarken. Avuçlarım daha da sıkıyor içindeki alev alan külleri. Hafızam onu bırakmak istemiyor. Sonra gözlerime bir karanlık çöküyor. Önce avuçlarıma bakıyor sonra yanan diz kapaklarıma. Yalan söyleyerek kaldırıyor dizlerimi ayağa. Ellerimdeki korları ellerine basıyor. Benim gibi bağırmıyor fakat gözleri doluyor. "Nasıl dayanıyorsun" Diyor." Nasıl hala bırakamıyorsun onu..." Dudaklarım büzülüyor. "Özlüyorum. Küllerini bile özlüyorum..." Diyorum içime düşen ateşin göz yaşlarıma yansımasıyla. Artık gözyaşlarımın izleride yanıyor. Fakat o gocunmadan göz yaşlarımı siliyor. Ateş gibi yanan bene kollarını sarıyor. Artık o'da yanıyor. Fakat ses etmiyor. "Keşke yakmasaydım gökyüzünü." Diyor. "O zaman anılarınız küle dönmezdi..." .. Sevgiler..