Gözlerimizi kamaştıran bu güzellik karşısında hepimiz şaşırmıştık. Hiçbirimiz tek bir kelime bile söylemeye niyetli değildik. Sadece bu mükemel görüntüyü seyre dalmıştık. 'Bu bir düş mü?' diye sormuştum kendi kendime. 'Bu esen ezgili rüzgar, temiz hava ve adeta parıldayan doğa gerçek olabilir miydi?' demiştim. İnanasım gelmiyordu o an fakat bence sadece böyle düşünen ben değildim. Arkadaşlarımın da benimle aynı fikre sahip olduğunu düşünüyordum. Böylece o gün bu dünyada kalıp araştırmalar yapmayı ve bu dünyanın tadını çıkarmayı düşündük. İlk başlarda her şey normaldi. Başka bir dünyaya göre gayet sıradandı. Fakat bizim dünyamıza göre daha ferah bir havası ve daha canlı bi doğası vardı. Araştırmalarımız iyi ilerliyordu. Uzay mekiğimizi dünyanın zeminine sabitlemiştik. Evet tıpkı bizdeki gibi yerçekimi vardı. Fakat yinede temkinli davranıyorduk. Aradan geçen günler sonrası bir tuhaflık olduğunu sezmeye başlamıştık. Çünkü bazen bazı yaptığımız şeyleri hatırlamıyorduk. Bu işte bir terslik vardı. Fakat yinede oradan ayrılmadık ve devam ettik araştırma yapmaya. Oysa hayatımızda verdiğimiz en kötü karar burda kalma kararıydı. Fakat artık bunun bir geri dönüşü yoktu. ERABUS Yazım yanlışları ve tutarsızlıklar en kısa zamanda düzeltilecektir.