Herkesin şaşkın bakışlarının eşliğinde piste doğru el ele ilerledik. Sezer elimi bırakıp yüzünü bana doğru döndüğünde ilk başta ne yapacağımı bilememiştim. Ama o biliyordu. Elinin birini belime sarıp beni kendisine doğru çekti. Diğer elim de elini bulmuştu. Birbirimize çok yakındık. Akıl sağlımı korumak adına kendimi biraz geri çekmeye çalışsam da buna izin vermedi. Tam tersi beni iyice bedenine yapıştırmıştı. Kulağımda nefesini hissettiğimde gözlerim kendiliğinden kapanıverdi. Solist yerine ben bir tek Sezer'in söylediklerini duyuyordum o anda. Şarkıyı kendi sesiyle benim için okuyordu. "Ben bal arısı gibiydim senden önce Bak pervanelere döndum seni görünce" Sesi güzeldi Sezer'in. Eskiden okulun müzik grubunda yer alıp, okul programlarında şarkı bile söylerdi. Ama burada, bunu yapmasını hiç beklememiştim. Peki ya bana ne demeliydi? Resmen adamın büyüsüne kapılmış gidiyordum. "Yana yana kül olsam her an Yine de senden ayrılamam Yoluna adadım ömrümü ben Sensiz olamam Yana yana kül olsam her an Yine de senden ayrılamam Bin yıl yaşasam yine sana doyamam" Yutkundum. Gözlerimi bile açamayacak kadar aciz bir durumdaydım. Yanağımı Sezer'in yanağına yaslamış bir hâlde, onun kulağıma değen sesini duyuyordum sadece. 'Bana ellerini ver', dediğinde elimi daha sıkı kavramıştı. "Hayat seni sevince güzel Sana gönlümü verdim nazlı güzel..." Müziğin sona ermesiyle bir rüyadan uyanırmışçasına göz kapaklarımı yavaşça araladım. Sezer de başını geri çekerek gözlerimin içine baktı. "Seni seviyorum Naz'lı sevgilim," diye fısıldadığında bir an için kalbim durdu sanki.
1 part