-O değilde biliyor musunuz ben "Sıla" hayranıydım.
- Ne alaka Suzi?
-Baksana kızın başına gelenlere, sen gel daha iki ayını doldurmadan Hatay'daki büyük aşiretlerden birine kafa tut, nesin sen mafya falan mı?
-Ya Suzan abla napsaydım? Yapacaksın tamam, kalacaksın tamam, gideceksin tamam mi deseydim, bu sularına gitmek değil ki, KÖLELERİ OLMAK!
- Bak halâ abla diyor ya, ama Züleyhacığım, seninde insanları sinir eden bir tarafın var şimdi eğriye eğri..
Didem:
- Eğriye eğri ne be ?
-Eğri oturup doğru konuşacaksın şeyinin üşengeçler için tasarlanmış versiyonu herhalde ne bilim?
-O doğruya doğru değil mi?
Züleyha dayanamamıştı:
-Allah aşkına konumuz bu mu?
- Doğru ya doğru (asdafjagajgahajaj)
Ortamda bir süre sessizlik olduktan sonra Suzan dayanamayıp tekrar söze girdi:
-Yalnız Sıla tokaları vardı yaaa, saçımızı örüp arasına küpe takardık
Cümle biter bitmez iki yastık Suzan'ın suratında patladı.
Siz: Boğazında düğümlenen hıçkırık olayımmmm.
Siz: Unutmaaaa beniiii.
Karşı Komşu:?
Siz:Unutamaaaa beniiiii.
Siz: Ne çabuk unuttun beni zalımın oğlu.
Karşı Komşu: Kimsiniz?
Siz: Ülkeden kurtuldun hemen götün mü kalktı yavşak?
Siz: Bir insan beni nasıl unutur?
Siz: Ayıp...
Karşı Komşu: Siz kimsiniz bilmiyorum. Sanırım yanlış numara :)
Siz: Yav he he.
Siz: Yurt dışından olan yanlış numara çeviriyorum o da Türk çıkıyor.
Siz: Taşşak mı geçiyon lan benle?
Karşı Komşu: Ana tarafı Türk bizim bacım. Neyin kafası?
Karşı Komşu: Doğma büyüme Fransa'da yaşıyorum ben.
Siz: Bacım deme lazım olur ;)
(yazım yanlışları vardır. Düzenlenecektir.)
#fransa1
#menekşe1
#karşıkomşu1